İnsan övdüğüne pişman oluyor, iki satır iyi bir şey yazdık haklarında, Kuzgun ve Bir Aile Hikayesi bitiverdi aniden, tabii böyle oldu diye de gördüğümüzün tersini yazacak değiliz tabii…
Kurşun, beyni kadar bileğine de güvenen bir savcı ile her daim daha derine gitmeye çalışan bir gazeteci kızı merkez alarak, 1970’lerin İstanbul’unda, bir yandan kızın reddettiği karanlık babasının temsil ettiği palazlanan seçkin suçlular, bir yandan delikanlı aleminin raconunu bırakıp nerede para varsa oraya dadanan mafyacılar, bir yandan da ülkenin yaşadığı değişiminle birlikte, mahalle gelgitinden şehir hayhuyuna, eğlenceden müziğe, hayatın her alanında yeni bir toplumsal kültürün doğuşuna tanıklık ederek, bir macera ve aşk hikayesi anlatıyor.
Doğrusu diziye şöyle bir göz ucuyla baksak bile, saçlarından kostümlerine, eşyalarından aksesuarlarına kadar, o geçmeyen naftalin kokusunu buram buram alıyor, oyuncuların konuşmalarından davranışlarına kadar yayılan Yeşilçam filmi efektini her daim hissediyoruz, velhasıl ilginç bir 1970’ler manzarası getiriyor, ki bakış açısının daha da genişlemesi ve derinleşmesi bekleniyor.
Engin Altan Düzyatan ve Burçin Terzioğlu dizinin genel havasını yakalayan bir kıvam tutturuyor, Sarp Akkaya er meydanında yakışıklı yürüyor, Engin Şenkan ve Kürşat Alnıaçık aksamadan çalışıyor, Bora Akkaş iyi bir kötü adam oluyor, Berrak Tüzünataç ve Seda Akman renkli kıyafetlerle salınıyor, yani kadro fena değil, tüm yapım ekibinin, yönetmenlerin ve senaristlerin ellerine sağlık, şimdilik diye şerhimizi düşelim tabii, bundan sonraki haftalarda bozulmaz, aksine gelişir diye umalım, çünkü 1970’lerde bu dizideki resme girmesi beklenen çok malzeme var daha…
Macera ve aşk hikayesi…
Sevgili Geçmiş, birbirlerinden habersiz büyümüş üç kız kardeşin, daha doğrusu iki kız kardeş ile üçüncüsü gibi yapan bir yakın arkadaşın, yanlarına birer erkek de takılarak bir araya gelmesi, bu arada bir içli anne, bir hain amca, bir hırslı üçüncü kız kardeş ve bir de belalı kahyanın eklenmesiyle sürüklenecek, Güneşlibahçe adlı bir Ege kasabasını mesken tutmuş, kardeşlik, dostluk, dayanışma, hırs, intikam ve aile gibi kavramlar etrafında gelişmeye müsait kurulmuş, bir macera ve aşk hikayesi anlatıyor.
Bakınca dizinin genel gidişatına, yapım ekibi, yönetmen ve senaristler işlerini iyi götürüyor şimdilik, tabii bundan sonra nasıl gelişecek, çatışma veya yakınlık kimlerle ve nelerle kurulacak göreceğiz, ama umut var doğrusu, oyuncu kadrosu da fena değil, Sevda Erginci ve Melis Sezen yerli yerinde, Özge Özacar başımızın üstünde, Elifcan Ongurlar umut vadediyor, Seçkin Özdemir merak ediliyor, Burak Yamantürk fena bakıyor, Burak Çelik geri kalıyor, Emre Kınay büyük oluyor, Ece Uslu bekliyor, tabii seyirci de…
Helal olsun…
Çocuk dizisinden bahsetmiştim, ama bir kişiye dair notlarıma ek yapmak istiyorum: İsmail Hacıoğlu, gerçekten sağlam bir oyuncu, ne kadar usta olduğunu gösteren birçok iş var öncesinde elbette, ama burada da mezar başında anneyle hesaplaşma sahnesi hakikaten müthişti, tebrikler…