Hakkını teslim etmek lazım, iki esaslı yardımcı oyuncusu bir sezon içinde öldürülen ender dizilerden Kuzgun, bir başrolün babası, diğerinin de büyükbabası öldü, böylece bir macera bitti, Dila kendini vurdu, Kuzgun çaresiz kaçtı, elbette bu noktada yeni biri gerekiyordu, ilk sezonda bolca ismi geçen Ferman Bey rolüne Onur Saylak geldi, ablası rolünde Tülay Günal ve yeğeni rolünde Nilperi Şahinkaya da ona katıldı, çatışmalar da bunlar üzerine kuruldu, Dila gitti Ferman’la nişanlandı, Ferman’ın yeğeni Kuzgun’a vuruldu, ablası da Kuzgun’un annesine bir itirafta bulundu, ki aman Allah, Kuzgun ile Ferman aslında kardeşmiş, bu ne ya diyorsunuz, farkındayım, ama bitmedi, Kuzgun’un kardeşi ile Dila’nın yeğeni, Kuzgun’un kızkardeşi ile yardımcısı arasında da olay çıkarmaya müsait aşk gelişmeleri var, velhasıl o kısım böyle işliyor da, bu adamların zenginliklerinin kaynağı olan uyuşturucu ilk sezon da açıktı, bu sezon şu ana kadar es geçildi, görülmüyor hiç, sanırsınız ki kentsel dönüşümden para kazanıyorlar sadece, hani uyuşturucu kendi kendine gidiyor, tezgahı kurmuşlar, öyle bırakmışlar sanki, herhalde bir yerde aslına geri dönüş gibi bir şey yaşanacak, yoksa bu hali inandırıcı olmuyor en azından, ama tabii dizinin ilk baştan üzerine kurulduğu Kuzgun ile Dila aşkı, karmaşık raylarda yürüyor, ama en ilginci, ilk sezon Dila koşuyor Kuzgun kaçıyordu, bu sezon Kuzgun kovalıyor Dila kaçıyor, ama ne yalan söylemeli, bu noktada ortaya çıkan Selvi Boylum Al Yazmalım tartışması, yani emek mi aşk mı çekişmesi verimli bir alan olarak kullanılabilir, akıllıca bir hamle, yoksa Kuzgun ile Dila’nın uzun uzun bakışmaları, hülyalı hülyalı dalmaları bir yere kadar oyalıyor seyirciyi, bu saatten sonra Kuzguncular ile Fermancılar çıkabilir ortaya, benim aşkım öyle büyük ki demek yetmeyecek Kuzgun’a artık…