Dünyanın pek çok ülkesinde metil alkol zehirlenmeleri yaşanmasına rağmen Türkiye’de özellikle son yıllar içerisinde bu durumun bir salgın haline geldiğine vurgu yapılan söz konusu açıklamada “Metil alkol zehirlenmeleri de tüm halk sağlığı sorunları gibi sosyal, siyasal, eğitsel ve ekonomik nedenleri doğru bir şekilde ele alındığında çözülür” dendi.
“Metil alkol zehirlenmelerini bu boyutuyla irdelemek gereklidir”
Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) verilerine göre Avrupa’da içkinin en pahalı olduğu ülkeler sıralamasında Türkiye’nin üçüncü sırada bulunduğu bilgisine yer verilen açıklama şu ifadeler ile devam etti: “Alkollü içecekler üzerinde uygulanan çok yüksek vergi artışları ve etil alkol satışlarındaki yasaklar kişilerin alkol tüketimini istenen düzeyde azaltmamaktadır. Alkol tüketenler evde üretime ve alkol servisi olan işletmeler de kaçak kaynaklara yönelebilmektedir. 2019 yılı Sayıştay Raporu’na göre altı yıl içinde etil alkol kullanımı yüzde 448 artmıştır. 1 Ekim’de Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikle internetten evsel kullanım amaçlı etil alkolün satışının da yasaklanmasıyla son kayıplardan da anlaşılacağı üzere daha kolay bulunan ve zehirli olan metil alkole yönelim artmıştır. 9 Ekim 2020 tarihinden bu yana gerçekleşen metil alkol zehirlenmelerini bu boyutuyla irdelemek gereklidir.”
Türk Tabipleri Birliği araştırmaların işsizlik ve geçim güçlükleri ile erkeklerde içki tüketimi arasında bir ilişki olduğunu gösterdiğini anımsatarak Türkiye’nin içerisinde bulunduğu ekonomik kriz ve pandeminin birleşimiyle derinleşen sosyo-ekonomik sorunlar nedeniyle başta erkekler olmak üzere bazı kesimlerde içki tüketiminde bir artış öngördüğünü ifade etti.
Bunun yanı sıra sosyal izolasyon ve geleceğe yönelik olarak belirsizliğin tetiklediği psikolojik sıkıntılarda yaşanan artış içki tüketimini ve buna bağlı olarak içki tüketiminin zararları ve alkol bağımlılığını artırabileceği ifade edildi.
“Gerekli önlemler alınmalıdır”
İçki kullanımının ve özellikle ağır içiciliğin, doğuştan gelen ve edinilmiş bağışıklık sistemini zayıflatabileceği de hesaba katıldığında bu artışın Kovid-19 yükünü de artıracağı ifade edildi.
Sağlık Bakanlığı’nın alkolün kötüye kullanımıyla mücadeledeki sorumlulukları hatılatılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de alkol tüketimiyle ilgili yaygınlık, kullanım özellikleri ve sosyoekonomik risk etmenleri bilimsel yöntemlerle ortaya çıkarıldıktan sonra gerekli önlemler alınmalıdır. Çalışmalara göre, altta yatan sosyoekonomik nedenlere müdahale edilmedikçe alkol kötüye kullanımının önüne geçilmesi sağlanamayacaktır”.
İçki tüketimi ve Kovid-19’un birlikte yıkıcı bir fırtınaya dönüşmemesi için Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ve Türk Tabipleri Birliği Halk Sağlığı Kolu’nun önerileri şöyle sıralandı:
*İktidara, ekonomik anlamda eşitsizliği perçinleyen yüksek dolaylı vergi artışları ile içkinin de fiyatını artırarak alkol tüketim probleminin çözülemeyeceğini, gerçek çözümün altta yatan sosyoekonomik nedenlerin belirlenmesi ve bu belirlenen sorunların çözümü ile mümkün olacağını;
*Sağlık Bakanlığı’nın alkole bağlı zararı önlemeye ve azaltmaya yönelik kamu politikaları ve müdahalelerini halk sağlığı çıkarlarına göre belirlemesi, yönlendirmesi ve mevcut en iyi kanıtlara dayandırması; uygulayacağı politikaların tüm vatandaşları eşit olarak etkilemesi; ekonomik, sosyokültürel farklılıklar ve davranış eğilimlerini göz önünde bulundurması; ayrıca önleme ve tedavi stratejilerinin, müdahalelerin planlanmasında diğer ilgili bakanlıklara rehberlik etmesi gerektiğini;
*Covid-19 salgını ile karakterize tarihsel bir dönemde, doktorların ve sağlık çalışanlarının vatandaşları içki tüketmemeye motive etmesi, bu sağlanamıyorsa düşük riskli tüketime motive etmesi gerektiğini;
*Halkımızın içkiden uzak durması, yasa dışı ve sağlıksız çözümlere yönelmemesi gerektiğini belirtiyoruz.