Sandman, Amerikan Tanrıları, Caroline, Mezarlık kitabı gibi düş gücünü zorlayan çizgi roman ve romanlarıadeta beynimize kazıyan ”cool” abimiz Neil Gainman’dan harika bir başyapıt daha… Sadece mitoloji meraklılarına değil tüm kitapseverlerin ilgisi çekecek İskandinav Mitolojileri’ni okurken resmen çığlık atıyorsunuz!
“Başlangıçtan önce Hiçbir şey yoktu: Ne toprak vardı ne gökkubbe, ne yıldızlar vardı ne de gökyüzü. Şekilsiz ve şemalsiz, sisten bir âlem ile durmadan yanan ateşten bir âlemdi var olan.”
Kitabın yazarı Neil Gaiman, eserlerinde fantastik diyarlar yaratırken kadim mitolojilerden her daim ilham alan bir yazar olmayı başarmıştır. Şimdi ise dikkatini bu diyarların kaynağına yönelterek destansı kuzey masallarını kendine has üslubunu kullanarak anlatıyor.
İskandinav Mitolojisi’nde yazar mühim İskandinav tanrılarını tasavvur ederken mitlerin özüne sadık kalmayı tercih ediyor: Odin, Yüceler Yücesi, bilge, cüretkâr ve kurnaz. Thor, Odin’in oğlu, muazzam kudretine rağmen tanrıların en bilgesi olduğu söylenemez. Ve Loki, Odin’in kan kardeşi, oyunbaz ve önünde kimsenin duramadığı bir düzenbaz.
Yazar Neil Gaiman, eski çağa ait bu hikâyeleri tıpkı bir romancı gibi ele alıyor; hikâyeler efsanevi dokuz âlemin yaratılışından başlıyor ve tanrıların, cücelerin, devlerin maceralarını konu alarak devam ediyor. Thor’un çekicinin nasıl çalındığından, içenlere şairane ilhamlar veren bal şarabının kaynağının ne olduğuna kadar birçok mit Gaiman’ın nüktedan cümleleriyle yeniden hayat buluyor. En nihayetinde her şey tanrıların alacakaranlığında doruğa çıkıyor: Ragnarök’te…