– Scop’u tanımayanlar için kısaca açıklar mısınız? Kimsiniz, nesiniz, necisiniz?
Ruhi Ergunalp: Seneler önce bir düşüncem vardı; rock klasiklerini çalacak bir grup kurmak. 7-8 sene kadar önce Aydıncan’ı arayıp bu niyetimden bahsettim o da kabul eti. Ancak senelerce bunu gerçekleştiremedik. Nihayet 2014 yılı Kasım ayında da diğer arkadaşları arayıp niyetimi açtım ve davulcumuz Barış Kürşat’ın ofisinde toplandık. 1-2 toplantı sonrası Stüdyoya girdik ve repertuarı hazırlamaya başladık. Bu hazırlık süresi birbirimize alışana ve kendimizden emin olana kadar 1,5 sene kadar sürdü ama sonunda 60a yakın parçamız vardı. İlk konserimizi deneme amaçlı olarak Galatasaraylılar Derneğinde verdik. Daha sonra Shaft’ta 4 konser verdik. Shaft’ı Monc Live, Sokak Sahne ve Redrock gibi rock barları takip etti. Geçtiğimiz sezon ayda bir kez Redrock’daydık. İlk kadromuzda Egin Blues’dan Engin Yavuz ve klavyeci olarak Kerim Cenani de vardı. Ancak Engin Blues projesinden dolayı Engin ayrıldı. Birinci konserden sonra, iş yoğunluğu dolayısıyla da Kerim ayrıldı. Bulduğumuz diğer klavyecilerle uyum sağlayamadık ve sonunda Kerim’i ikna edebilince o da tekrar aramıza katıldı. 4 Konser kadar eski Mavi Sakal’dan Taylan Dedeoğlu da grupta yer aldı.
– Anlaşıldığı kadarıyla herkes başka başka mesleklere sahip…
Fatih Aygün: Eski müzisyen, eski çevirmen ve yeni yazılım geliştirici
Ruhi Ergunalp: Eğitim olarak ekonomistim. Uzun yıllardır zemin mekaniği konusunda yabancı firmaların temsiciliğini yapmaktayım. Aynı zamanda sosyal medya hesaplarının yönetimini yapan bir firmada ortaklığım var.
Barış Kürşat: Endüstri mühendisiyim web tabanlı yazılım ürünleri geliştiren bir şirketin ortağıyım.
İsmail Güneş: Profesyonel fransızca-ingilizce turist rehberi olarak çalıştım ve emekli oldum. 1974 yılında bir Fende Stratocaster bir arkadaşımla ortak aldık. Daha sonra o Belçika’ya payımı arkadaşıma sattım 1986 yılına kadar akustik gitarla yaşadım. 1986 yılında gitar ortağı arkadaşıma Belçika’dan Charvel gitar getirttim. Sesi benim müzik zevkime uygun olmadığından satıp Gibson LesPaul Studio aldım 2011 yılında aldığım Fender Stratocaster ile müzikte sound ihtiyacımı tamamladım. Bir takımın verimli olması o takım üyelerinin arasındaki sevgi ile ilintili olduğundan SCOP grubuna en son katılan üye olarak mutluyum.
Aydıncan Ataberk: Gitarist. Ruhen Strat’çı ama bu aralar Gibson çalıyor. 40 yaşında, evli, müşteri deneyimi araştırma tasarım şirketi Ethnogram’ın kurucu ortağı ve yöneticisi.
Kerim Cenani: Aile şirketinde yönetici ortak. Pazarlama yöneticisi
Rana Hoffman: Hukuk müşaviri, yaş 40, evli, çocuklu ve kedili
Çok ilgiçtir ki hepiniz Galatasaraylı ve G.Saray eğitim kurumlarından mezunsunuz? Bunun avantajı ve dezavantajı nedir?
Barış Kürşat: Takım olmanın, aynı ortak dili konuşabilmenin tadını alıyoruz. Bizim yaptığımız müzik ekipçe üretiliyor. Aynı frekansta olmak çok önemli. Farklı yaş dilimlerde, farklı mesleklere ve sosyal yaşantılara sahip yetişkin insanlar olsak da benzer bir kültürün içinden geliyor olmak bu birlikteliği sağlıyor.
– G.Saray’a bir tribün bestesi veya marş çalışmasınız var mı?
İsmail Güneş: Fikir olarak güzel, diğer arkadaşlarım da aynı düşüncedelerse böyle bir çalışmanının parçası olmatan mutlu olurum.
– Öncelikle rock klasiklerini coverladınız. Fakat yeni yeni Türkçe ve İngilizce beste çalışmalarınız da var mı?
Aydıncan Ataberk: Öncelikle şunu belirtmek gerekir, cover yaklaşımı olarak grubumuzun bir düsturu var. Canlı cover olarak her yerde duyamayacağınız rock klasiklerini seçmeye özen gösteriyoruz. Bunun dışında yeni Türkçe ve İngilizce beste çalışmalarımız devam ediyor. Hedefimiz önümüzdeki yıl her konser en az 5-6 beste çalabilmek.
– Grubunuz parçası olan Cehennemlik İmamlar çok ses getirdi. Bu tür toplumsal olaylara dair beste yapmayı sürdürecek misiniz?
Fatih Aygün: Cehennemlik İmamlar’ı henüz resmen yayınlamadık ama şimdiye kadar dinleyenlerden aldığımız tepkiler gayet olumlu. İçinde yaşadığımız dönem, insanların kendilerini olup bitenler karşısında öfkeli ama güçsüz, çaresiz, köşeye sıkışmış ve hatta teslim olmuş hissettikleri bir dönem. Müzik -ve genel olarak sanat- bu açıdan hep bir sesini yükseltme ya da en azından bir soluk alma aracıdır. Elbette her konuda şarkılar yazabiliriz, yaratıcılık sınırlamaları sevmez. Ancak şu anda herkes kadar bizim de aklımızı ve kalbimizi meşgul eden birinci konu aşk acısı değil de toplumsal meselelerse bizim de kalemimizden önce bu konuların çıkması şaşırtıcı olmaz.
– Projeleriniz arasında albüm var mı?
Fatih Aygün: Klasik anlamda bir albüm (uzunçalar) için hem bizim daha yolumuz var hem de günümüz dinleyicisinin 10-12 şarkıyı bir oturuşta dinlemeye vakti ve sabrı yok. Nitekim müzik endüstrisi de uzunçalar kavramını terk edip ellilerde altmışlarda olduğu gibi teklilere yoğunlaşmaya başladı. Biz de gelecekte, henüz elimizde somut bir proje olmasa da, birkaç şarkıyı bir araya getirip dijital ortamlar üzerinden dinleyicinin beğenisine sunmayı düşünüyoruz.
– Hayatınızda en çok hangi grupla nerede sahneye çıkma hayaliniz var?
Rana Hoffman: Böyle bir hayalim var mı emin değilim zira hayatımda çok hayran olup, birlikte şarkı söylemek isteyebileceğim hemen herkes ölüp gitmiş durumda veya artık öyle bir grup yok:). Nina Simone, Janis Joplin, the Beatles…Ama bugün Alabama Shakes ile birlikte turlamak çok keyifli olurdu diye düşünüyorum.
– Her müzisyenin hayali olan Dünya Turnesi yapsanız, kaç gün dayanırsınız?
Barış Kürşat: Şeftaliyi yemeden çekirdeğini iyi inceleyen bir ekibiz. Dünya turuna çıkarsak sonuna kadar dayanırız. O dünyayı dolaşır, çalar, dağıtır geliriz. Sonra biramızı içer çocuklarla oynarız.
– Grubunuz biraz kalabalık arada transfer yapılıp ayrılmaların yaşanması grub çalışmalarının doğasında mı var?
Aydıncan Atberk: Elbette. Ama hepimiz bu işi tutkuyla ve amatörce yaptığımız için çekirdek 7 üye olarak hayatımıza devam ediyoruz. Arada her zaman bizimle çalmak isteyenlere kapımız açık.
– Grubun elemanlarını kısaca tanıtır mısınız?
Fatih Aygün: 39, solist ve sahneye sığarsa üçüncü gitarist , İstanbul’da yaşıyor.
Rana Hoffman: 40, Solist, 1 çocuk annesi, İstanbul’da yaşıyor.
Aydıncan Ataberk: 40,Gitarist, solist
Ruhi Ergunalp: 61, bas gitarist, dul, 1 yetişkin babası, İstanbul’da yaşıyor.
İsmail Güneş: 65, gitarist, evli 2 çocuk babası gitarist İstanbul’da yaşıyor İzmir’e gidebilirim
Kerim Cenani: 45, klavyeci, evli 2 çocuk babası, İstanbul’da yaşıyor
Barış Kürşat: 42, davul, evli iki çocuk babası Gümüşlük’te yaşıyor.
– Neredeyse ilkouldan beri Beyoğlu’ndasınız. Değişen müzik zevkleri ve eğlece kültürü hakkında ne düşünüyorsunuz?
Rana Hoffman: Benim aslında ilk gençliğim Kadıköy’de geçti. Ama Üniversite hayatımız boyunca Beyoğlu farklı müzik zevkine sahip pek çok arkadaşımın gitmek için heyecanlandığı bir yerdi. Cuma geceleri Hayal Kahvesi, Kemancı ve Roxy’de çok vaktimiz geçti, az tepinmedik:) Şimdi Beyoğlu daha çok meyhane kültürü için gidilen bir yer ama her türlü insanı gece hayatı için çekme gücünü şu sıra kaybetti sanki. Bunu hala Beyoğlu’nda oturan ve ömür boyu kendini Beyoğlu’na ait görecek birisi olarak söylüyorum. Ama zaten gece hayatı benim için hiçbir zaman çok önemli olmadı.
– Scop ne demek?
Ruhi Ergunalp: Gruba ne isim koyalım diye grup yazışması yaparken bir diğer gitarist arkadaşımız Sıkma Canını Okşa Patlıcanını deyiverdi. Tamam dedik SCOP, ama soranlara manasını açıklamayacağız. Sallarız bir şeyler falan dedik. Daha sonra çok eski İngilizce’de scop kelimesinin “ozan”, “aşık” anlamına geldiğini keşfettik. Şimdi soranlara bu cevabı veriyoruz.
– Günümüzde 12-15 parçalık albüm yapmak yerine müzisyenler youtube gibi kanalları ve sosyal medyayı tercih ediyor. Sizin böyle bir düşünceniz var mı veya festivallerde mi boy göstereceksiniz?
İsmail Güneş: Youtube’da bestelerimizin 30 saniyelik bölümlerini tanıtmak grup için faydalı olacağına inanıyorum. En azından canlı dinleyemeyen kitleye de ulaşmış oluruz. Festivaller ve konserler grubumuzun ilgisini daha çok çekiyor.
– Sizi dinlemek isteyen müzikseverler nerede dinleyebilir?
Ruhi Ergunalp: Yaz boyunca hiç bir yerde çalmadık. Henüz de sezonun tam planını yapmadık. Ancak 8 Kasım Perşembe günü Taksim Dorock’ta sahne alacağız. Kesin tarihi önümüzdeki günlerde belli olacak, sosyal medyadan paylaşacağız. 29 Kasım’da ise Kadıköy’de Ağaç Ev’de olacağız.