Resim sanatına 45 yaşından sonra başladı ama ne başlamak. Enteresan bir karakter olan ressam Mehmet Sinan Kuran’la 8 Aralık’ta açılacak ”İNTROVERT” adlı sergisi hakkında bir söyleşi…
Lakin söyleşi de öyle böyle değil… Sadece sanata sepete meraklı olanların değil hayata dair bir şeyler görmek, hissetmek, dokunmak isteyenlerin de ilgisini çekebilecek bir belgesel olmuş.
Konu, Perşembe Pazarı’ndaki iş hayatı ve kantar hırsızlığından bir başlıyor bankerlere uzanıyor. Oradan çıkıyor Hieronymus Bosch’a, Avrupa sanatına, Tayland’taki hapisten yeni çıkmış dövmeciye… Hooppp Bach’tan uçuyoruz Gam Gam Styla…!!! Ohh suyundan da koy! Film izler gibi seyrediyorsunuz.
İntrovert sergisi için de sanatçı, ”Yahu, o kadar sergi açtım, sürekli ”keşke bunu çizmeseydin, keşke bu böyle olmasaymış” tepkilerini duydum. O tüm keşkeleri topladık, bir yola çıktık. Şimdi de muhtemelen ”keşke öteki türlü olsaymış” mı diyecekler herhalde… Meraktayım,” diyor.
Hayatında duyduğu en acayip sanat eleştirisini anlatırken kahkahalara boğuluyor. Geçen yıl düzenlenen Contemporary 2017’de iki yaşlı hanımefendi Mehmet Sinan Kuran’ın eserlerinin sergilendiği standa geliyor. ”Buranın ressam mı kim?” diye soruyorlar. Mehmet Sinan Kuran, ”Benim efendim, buyurun!” diyor. Hanımefendilerden cevap, ”Biz bunları İnstagram’da görüyorduk. Bir şeye benzettik, bir gelelim dedik geldik. Bir şeye benzemiyorlarmış…” diyorlar ve gidiyorlar.
Buyurunuz Mehmet Sinan Kuran söyleşisine…