YaşamKültür-SanatBir suçun retrospektifi, bir suçlunun sorgu metni...

Bir suçun retrospektifi, bir suçlunun sorgu metni…

- R E K L A M -

Bir suçun retrospektifi, bir suçlunun sorgu metni…

İlk kitabı ”1473”te Otlukbeli Savaşı’nı bir kirpinin gözünden anlatan haberci ve aynı zamanda belgeselci Bedia Ceylan Güzelce’nin ikinci kitabı bir polisiye. Amma ve lakin bildiğiniz polisiyelerden değil. Ortada bir cinayet var, katil ve maktul. Pek tabii ki başkomiser! Sorgu odasında geçen kitap sorgu odasından katilin tüm geçmişine bir kuyu kazıyor. Sonuna gelene kadar hop oturup, hop düşündürüyor. Bu enteresan kitabı bir de yazarının dilinden anlayalım dedik, güzelce bir sohbet ettik. 

– Son kitabınız Soyka’nın bir ilgiçliği var. Türü tam belli değil. Bu bir suç kitabı mı, polisiye mi, suç öncesi kitabı mı, psikoljik gerilim mi, hepsi mi?
Bu bir roman, yazarken de bitirdikten sonra da bir tür arayışım olmamıştı. Bir yazar olarak tek bir tür içinde kendimi sınırlandırmak yerine, türler arasında dolaşmayı tercih ediyorum açıkçası. Hayatın acıtmadığı biri için Soyka’daki karakterin yaşadıkları fantastik gibi görünebilir ama acıya aşina biri için romantik bile kalabilir. Bu bir suç hikayesi ama suçun nasıl işlendiğinden çok geçmişine odaklanıyor, bir suçun retrospektifi, bir suçlunun sorgu metni.

– Öte yandan çok parçalı…
Bu modüler bir metin. Bir yapboz gibi aynı zamanda. Derinde bir hikaye baştan sona akıp giderken, parçalara bölünmüş bir hayatı, parçalanmış bir metinle anlatıyorum. Soyka kelimesinin gerçek anlamı, ölünün üzerinden çıkan eşyalar demek. Bu kelimeler de karakterimizin ölüsünün üzerinden çıkıyor adeta.

– Soyka’nın gerçek anlamını söylediniz ama ana karakter Soyka namını almış bir kadın! Peki, Soyka’nın diğer kullanımı ne veya nedir, ne değildir? 
Soyka kimi yerlerde tatlı bir ünlem olarak kullanılır, Adana’da ise genellikle istenmeyen, sevilmeyen kişilere söylenir. Adana’da bu tip sözler öylesine değil içi dolu dolu, anlamı dolu dolu, hissederek edilir. Gerçekten de bazı insanlara verilen lakaplar onların kaderi haline geliyor zamanla. Soyka diye çağrılan, adı hiç söylenmeyen çok kadın gördüm Adana’da ve başka yerlerde. O kadınlardan birine kendini anlatma imkanı sunmaktı isteğim biraz da.

– ‘’Güzellik de cinayet gibi daima organizedir’’ diye bir cümle var kitabınızda güzellik neden organize?
Bu, kitabın kahramanlarından Başkomiser Demir’in cümlesi. Bir polis olarak mesleği ve gerçek hayat arasında kendine özgü bazı analojileri, çıkarımları var. Suçun da, güzelliğin de tek başına gerçekleşemeyeceğine inanıyor, “Güzelliğin on par’etmez, bu bendeki aşk olmasa” demenin Başkomiser Demir dilinden anlatımı aslında.

– Aşk cinayeti kavramına başka bir pencereden bakıyorsunuz. Cinayet işleyecek kadar aşık olmayı bir yazar gözüyle açıklar mısınız?
Bu soruya tüm açıklıkla yanıt verirsem kitabın finaline dair de bir ipucu vermiş olurum. Fakat şunu söyleyeyim, kitaba ismini de veren Soyka karakteri her şeyin farkında, tüm amacı içinden zar zor kurtulabildiği çocukluğunu ve hayatını birine anlatabilmek. Aşk cinayeti değil de insana her şeyi yaptırabilecek türden bir anlatma tutkusu bu. Sonsuz bir yalnızlık, tarifsiz bir kimsesizlik. Konuşacak kimsesi olmayan birinin kendini açma arzusu bu, ki bir yazar olarak bu anlatma arzusunu anlayabiliyorum.

– Pekiala; yazarlar için hayatlardaki parçaları mutlaka kitaplarına sokar denir. Hayatınızdan bir parça var mı bu kitapta? 
Lacan ve Proust arasındaki asırlık meseledir bu. İlk kitabıma konu olan Otlukbeli ovasında, savaşın ortasında kalan iki kirpi kadar ya da ikinci kitabımda hikayenin geçtiği ve içinde hiçbir çocuğun ölmediği bir çocuk hastanesi kadar benden parçalar taşıyor diyebilirim. Roman yazma sebebim kendi hayatıma dair ipuçları vermek yerine gözden kaçan hayatları göz önüne çekebilme arzusu. Soyka’da da böyle herkesin görmezden geldiği, kimsenin hikayesini sormadığı, dinlemek istemediği bir kadın ve onun yaşamı var. Sevmeyi bilmeyen insanların trajedisi bu. Günümüz dünyasının yeni hammaddesi sevgisizlik bana göre. Sevgisizlik üzerine yeni kültürler, eğitim sistemleri, gündelik yaşamlar kurgulanıyor. Hepimizin hayatındaki en büyük parça ama eksik bir parça.

– Kitap aynı zaman da sürpriz bir sonla bitiyor. Sürpriz son sever misiniz yoksa sonu ön görmek mi hoşunuza gider?
Ben hikayenin katmanlarına ve anlatım diline odaklanırım. Ne anlatıyor benim için önemlidir. Final çoğu zaman teferruattır, finale giden yol daha ilginç gelir bana. Her hikaye mutlu veya mutsuz bir sonla, anlaşılır bir finalle bizi tatmin etmek zorunda değildir.

– Böyle bir cinai roman kaleme almanın hikayesini anlatır mısınız? Bir olay mı sizi tetikledi, nasıl başlayıp, devam ettiniz?
Babam öldükten sonra ondan bize ruhsatlı bir silah kalmıştı. Sonra o silahı devlete iade ettik. Bu silahın hikayesini ve geçmişini düşünürken açılmaya başladı bu roman. “Suç”un günümüz dünyasında algısı değişiyor, eskiden suç sayılmayacak pek çok şey şimdi suç veya tam tersi. Kimindi hatırlamıyorum ama bir söz var, “Hangi suçun üzerini kazırsanız altından müthiş bir hikaye çıkar” diye. Soyka’nın işlediği suçun hikayesini kazıdım.

– Yazarken belli ritüelleriniz var mı?
Var tabii, mesela yoğun çalıştığım dönemlerde fazla yemek yemem. Hatta Soyka’yı yazarken epey kilo verdim. Üstümü başımı tertemiz giyinir çalışma masamın başına öyle geçerim, çalışırken sık sık ellerimi yıkarım. Bazen saatlerce tek bir cümle kuramasam da masanın başından asla kalkmam ki bu kimi zaman bir savaşa bir mücadeleye dönüşebiliyor. Kahve içerim, çoğu zaman orada olduğunu unuttuğumdan kahvem soğur, buz gibi olur ama yine de içmeye devam ederim.

– Aslında siz habercisiniz hiç 3. Sayfa haberine gittiniz mi?
Çok gittim. İçlerinde bir tanesi beni çok etkilemişti. Hatta az önce size biraz detay verebilmek için google’a yazdım ve konuyla ilgili ilginç bir detay fark ettim. Gaziantep’te bir baba, ayrıldığı eşine kızıp üç çocuğunu alıp kendi evine getiriyor. Çocuklara lahmacun ve “kola” söylüyor. Çocuklar kola içecekleri için çok seviniyorlar ve bunu annelerine söylüyorlar telefonda, “Babamız bize kola verecek” diye. Baba lahmacunları yediriyor çocuklara ve içine fare zehiri kattığı kolaları içiriyor. Bir süre sonra ambulansı arıyor. “Ben de çocuklarım da fenalaştık” diye. Üç çocuk da babalarının onlara içirdiği fare zehirli koladan ölüyor, adamın kanında zehir bulgusuna rastlanmıyor bile. Az önce öğrendim ki katil baba iki yıl sonra cezaevinde koğuşunda ölü bulunmuş. Bu cinayetin işlendiği o çocukların öldürüldüğü eve gitmiştim haberi yazabilmek için, çok ağırdı.

– Çok fenaymış… Tüyleri ürperiyor insanın. Kurtuluş ne olabir sizce?
Velhasıl hayat kısa, delirmekle aramızda bir adım mesafe var. Bizi kurtaracak şey iletişim ve sevgi. Anlatalım, dinleyelim birbirimizi.

– Belgesel de çekiyorsunuz. Hayatınız da tutku derecesinde çekmek istediğiniz bir belgesel var mı? 
Ben her on yılda bir “Çocuk Olmak” “Genç Olmak” ve “Kadın Olmak” üzerine belgeseller çekmek istiyorum. Hem bir arşiv oluşturabilmek hem de değişkenleri biraz gözlemleyebilmek için. Ayrıca ölüm ve doğum ritüelleri de hakkında okuduğum ve bir gün belgeselini yapmak isteyebileceğim bir alan.

– Peki, son olarak gelecek roman yine suç üzerine mi?
Bir sonraki romanın bir toprak hikayesi olmasını umut ediyorum. Aklımda birkaç hikaye var, hangisini anlatacağıma karar vermedim henüz ama yine gözden kaçanların, tarihte kimsenin hatırlamadığı veya hatırlamayacağı insanların hikayelerine odaklanmak isterim.

İşte SOYKA

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Son Dakika

Avrupa’dan Kavala ve Demirtaş için diyalog çağrısı

Avrupa Konseyi Ankara’ya bir kez daha iş insanı Osman Kavala ve HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hükümlerini yerine getirmeye çağırdı.

Ekrem İmamoğlu’ndan DİAYDER davası ve sabotaj açıklaması: Seçim öncesinin fragmanı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, metro ile metrobüslere yönelik olarak gerçekleştirilen sabotajlara ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık’ın Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyelerine yardım kartı dağıtması sebebi ile ‘örgüte yardım’dan dava açılmasına değindi.

Goldman Sachs, enflasyon beklentisini açıkladı: Enflasyonu yıl sonunda yüzde 70 bekliyoruz

Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın (MB) 500 baz puan oranında faiz artış kararının sonrasında nihai faiz tahmininde yukarı yönlü riskler olduğuna dikkatleri çekti. Faiz artışlarının sürmesi gerektiğini ifade eden banka analistleri, yıl sonu enflasyonu da yüzde 70 olarak bekliyor.
- R E K L A M -

İlginizi Çekebilir

Avrupa’dan Kavala ve Demirtaş için diyalog çağrısı

Avrupa Konseyi Ankara’ya bir kez daha iş insanı Osman Kavala ve HDP’nin tutuklu eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) hükümlerini yerine getirmeye çağırdı.

Ekrem İmamoğlu’ndan DİAYDER davası ve sabotaj açıklaması: Seçim öncesinin fragmanı

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, metro ile metrobüslere yönelik olarak gerçekleştirilen sabotajlara ve Sosyal Hizmetler Daire Başkanı Yavuz Saltık’ın Din Alimleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (DİAYDER) üyelerine yardım kartı dağıtması sebebi ile ‘örgüte yardım’dan dava açılmasına değindi.

Goldman Sachs, enflasyon beklentisini açıkladı: Enflasyonu yıl sonunda yüzde 70 bekliyoruz

Goldman Sachs, Merkez Bankası’nın (MB) 500 baz puan oranında faiz artış kararının sonrasında nihai faiz tahmininde yukarı yönlü riskler olduğuna dikkatleri çekti. Faiz artışlarının sürmesi gerektiğini ifade eden banka analistleri, yıl sonu enflasyonu da yüzde 70 olarak bekliyor.

Ücretsiz ulaşım kartı sahiplerini taşımayan özel halk otobüsleri trafikten men edildi

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), ücretsiz ulaşım kartı sahiplerini taşımayan dokuz özel halk otobüsünün trafikten men edildiği yönünde açıklamada bulundu.
- Advertisement -spot_imgspot_img

Çok Okunanlar

Ücretsiz ulaşım kartı sahiplerini taşımayan özel halk otobüsleri trafikten men edildi

Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB), ücretsiz ulaşım kartı sahiplerini taşımayan dokuz özel halk otobüsünün trafikten men edildiği yönünde açıklamada bulundu.

Engelli genci darp eden Suriyelilerle ilgili Bursa Valiliği’nden açıklama

Bursa'da kız arkadaşını rahatsız eden Suriyeli grup ile tartışma yaşayan engelli genci ormanlık alanda darp edip, o anları kameraya alan Suriyelilerle ilgili Bursa Valiliği'nden açıklama geldi.
- Advertisement -spot_imgspot_img

Bunlar da ilginizi çekebilir
Sizin için seçtiklerimiz