‘Arzulanan’ değil de ‘katlanılan’ olduklarını kabullenmeleri biraz zaman aldı ancak sonunda kabullenebildiler. Her şeyin yolunda olmadığının onlar da farkındaydılar ancak ‘sevgi’ var sanıyorlardı. Ve sahip oldukları bu sevgi her şeyin üstesinden kolay bir şekilde gelirdi. Çünkü onlar öyle biliyorlardı.
Yaşadıkları olaylar sonucunda bütün bu bildikleri ezberleri bozuldu. Karşı karşıya kaldıkları acılarıyla baş edemez hale geldiler, bocaladılar. Yaşadıkları değersizlik hissi yaşamdan tat alamaz hale getirdi onları ve değersizlik hissinin bir sonucu olarak kendilerine olan güvenleri tükeniverdi.
Yanlışlar yaptılar. Bu yanlışlardan geri dönebilmek adına yardım istediler. Ve bir gün Karşı Penceredeki Kadın felsefesi ile tanıştılar.
Bir kadının, bir erkek uğruna başladığı yolculukta içindeki gerçek ve sağlam kadını bulmasının öyküsü olan Selda Terek’in kaleme aldığı, Destek Yayınları’ndan çıkan ‘Karşı Penceredeki Kadın’ raflardaki yerini aldı.