Kılıçdaroğlu özetle şunları kaydetti;
“Mezarlıklar müdürü arıyor oğlunuz şehit oldu diye. Nasıl olur da iki askerimiz donarak şehit olur. Sen şahadetten ne anlarsın diyor Erdoğan. -30’da -40 derecede nöbet bekleyen askerlerimiz ile birlikte oldum ben. Bir uyku tulumu da veremediniz mi askerimize? Bu milletin kahraman ordusunun üniformasını benim oğlum giydi, ya senin oğlun ne yaptı. Şehitler arasında ayrım istemiyorum.
Sen de de ki; Ey Kılıçdaroğlu sen haklısın ben bu işi araştıracağım. BU iki askerimiz neden şehit oldu. Sen bina hak vereceğine zeytinyağı gibi su üstüne çıkıyorsun.
Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesidir. Milyonlarca çocuğumuz yetik kalmıştır. O çocuklara cumhuriyet sahip çıkmıştır. İçinde acı, kan gözyaşı vardır.
Yurtta Sulh cihanda sulh der Atatürk. O savaştan sonra mecbur olmadıkça, zorunlu olmadıkça savaş bir cinayettir demiştir. Biz Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken bütün bunları bilmek zorundayız. Onların bize bıraktıklarını yüceltmek bizim boynumuzun borcudur.
1925 yılında gittiler Kayseri’de uçak fabrikasının temelini attılar. Üniversiteleri yeniden inşa etmeye başladılar. Demir yollarını millileştirdiler. Osmanlının övündüğümüz, övüneceğiz tabi bunlar bizi atalarımız. İlk milli parayı yurt dışında bastırdılar. Atatürkçülük kimsenin önünde eğilmemek demektir.
Fabrikaları Anadolu’nun dört bir yanına yaptılar, 10 yılda cumhuriyeti demir ağlarla ördüler. Demokratik, laik cumhuriyeti savunuyoruz biz.
Duyun-u Umumiye’nin borçlarını devraldı cumhuriyet, ve son kuruşuna kadar ödediler.
Kadına ilk önce dünyada seçme ve seçilme hakkını bu cumhuriyet vermiştir. Gazi’nin büyüklüğü asla tartışılmaz. O nedenle İngiliz Churcil böyle bir lider dünyaya yüz yılda bir gelir, o da Türklere nasip olmuştur diye.
Asla ve asla elleri harama uzanmadı.
İnönü Atatürk’e canı sıkılmış bir şekilde gider ve Türk Hava Kurumu hesapların 40 kuruş oynuyor der. Gazi gülümsedi demek 40 paranın hesabı seni bu kadar üzdü, demek ki doğru adamı şeçtim. Biz Cumhuriyeti kurarken böyle 40 paralara ihtiyacımız var der. Peki sen ne yaptın? Bulup çıkardım, yanlış bir yere gitmiş.
Vatandaştan alınan her kuruşun hesabını verdiler. Onurlu Cumhuriyet.
Cemal Kaşıkçı, nişanlısına der ki eğer uzun süre çıkmazsan AK Parti’ye ve Yasın Oktay’a haber vereceksin.
15 kişi Türkiye’ye gelir ellerini kollarını sallayarak cinayet işlenir.
Bu 15 kişi cinayet günü neden İstanbul’a toplandı, bu kişiler kimden emir aldı. Başkonsolosluk binası neren günler sonra aranmıştır? Bunu Binali Bey’e soralım. Ceset neden ortada yok. Bunları söyleyen bu cinayetten haberi olan bir kişi. Yasin Oktay çalışırkan bilinmeyen bir numara, Endişeli, çok endişeli bir ses bana ‘Yasin hocam ben Hatice yüksek lisans öğrencisi’ Ben Kaşıkçı’nın nişanlısıyım dedi. Cemal beş saattir konsolosluğa girdi ve çıkmadı. Ben çıkmazsam Yasin Aktay’ı ara dedi. Ben o anda yapmam gereken her şeyi yaptım. İstihbaratı polisi de sayın cumhurbaşkanımızın ofisini de aradım. Havalimanında kuş uçsa hemen tespit edilecek artık. ABD’liler cinayetin nasıl işlendiğinin kayıtlarını dinletiyorlar. Katillere neden ve ne gerekçeyle izin verdin? Bizim parayla pulla yakından uzaktan işimiz olmaz yoktur da. O senin işin.
Erdoğan’ın danışmanı, Türkiye Kral Salman’a olayı fazla deşelemeden yardımcı oldu diyor. Şimdi diyorlar ki onları Türkiye’ye gönderin biz yargılayacağız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin onuru incinmiştir. Türk milletinin onuruyla oynayan kişinin o makamdan derhal ayrılması lazım. Efendim hak aramak.Hak aramak en doğal haktır. Sosyal güvenlik de bir haktır. Anayasa böyle der. Emeklilikte yaşa takılanlar diyorlar ki bizim hakkımız var. Geldik bir yere takıldık, bizim hakkımızı teslim edin.”