“Ekrem İmamoğlu’nun uğradığı haksızlığı İstanbullu kardeşlerimiz giderecek. Milletvekili arkadaşlarımız Ekrem İmamoğlu’na destek vermek için İstanbul’da. Seçimle gelen herkese saygı duymamız gerekir hangi partiden olursa olsun.
Gazetecilik bir kamu görevidir. O görev yaptığı zaman adı yolsuzluğa bulaşmış insanlar bundan rahatsız olabilirler ama gazeteci görevini yapmak zorundadır. Sayın Demirağ’a saldırıya uğradı, saldıranlar serbest bırakıldı.
Eğer haber yaptı diye bir gazeteciye şiddet uyguluyorsanız, şiddet uygulandıktan sonra bu gazeteciler artık yazamazlar, korkarlar diyorsanız sakın öyle düşünmeyin. Hiçbir namuslu gazeteci dayak yedi diye bir adım geriye atmaz. Saldırganların hapse girmesi için gazetecilerimizin öldürülmesi mi gerekiyor? Bir tweet attı diye 6 ay içeride kalan var. Gazeteci yazdı diye saldırıya uğrayacak, saldırganlar yakalanıp serbest bırakılacak. Eline bari sertifika verin, “Adam dövmekte ustadır” diye. Biz sadece adalet istiyoruz.
Gazeteci yazdı diye saldırıya uğrayacak. saldıracaksınız döveceksiniz serbest kalacaksınız en çok zarar gören adalet kavramı olacak. Adalet bir kutup yıldızı gibidir. Dünyanın bütün nehirleri adalete susamış bir insanın susuzluğunu gideremez.
Rabia Naz 11 yaşında, hayat dolu bir kız. Öldürülmeden önce dondurmacıya gidiyor annesinin çalıştığı eczaneye gidiyor. Haber geliyor bir ayak tamamen kırık, deri tutuyor. Hastaneye kaldırılıyor, ne oldu intihar etti. Baba benim kızım niye intihar etsin diyor ve baba araştırıyor. Olayın doblo marka siyah bir aracın çarpması ile olduğu öne sürülüyor, oradan alınıyor metruk bir eve götürülüyor sonra sırtüstü bir yere bırakılıyor. Savcı yasak getiriyor. Gazeteci Metin Cihan araştırmaya başlıyor. Ambulansta video kaydı vardı polis sildirdi diyor ambulans şoförü. Nerede intihar etti. polisler olay yerinde inceleme yapalım diyorlar. 70 kilo ağırlığında iki çuvalı atıyorlar, çuval önce terasa sonra sokağa düşüyor. Bütün bu gerçeklerin bilinmesine rağmen olay kapatılmak isteniyor.
Ankara’da bir güç adaletin önünü tıkamaya çalışıyor. Polisler, savcı olayları kapatmak istiyor. Buradan bütün yargı camiasına sesleniyorum: Sizin göreviniz delilleri karartmak değil delilleri ortaya çıkarmak. Bir çocuğun göz göre göre öldürülmesine tanıklık etmek değildir, bunu yapanları adalete teslim etmektir. Rabia Naz’ın ne günahı vardı? Yargının görevi de Ankara’dan gelen telefonlarla olayları kapatmak değil, adaleti teslim etmektir. Sonra babaya akli dengesi yerinde değildir dediler. İnsaf…
AKP’lilere seslendi
AKP’li kardeşlerime seslenmek istiyorum. Madem ki beraber yaşıyoruz, görüşlerimiz farklı olabilir ama hepimiz huzur içinde yaşamak istiyoruz.
Bir cumhurbaşkanı neden tarafsız olmalı? Çünkü cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Bu topraklarda yaşayan herkesin temsilcisidir. Devlet bütün vatandaşlarına hizmet eder. Her vatandaş kanunlar önünde eşittir.
AK Parti’li kardeşlerim dikkatle dinlesinler. Cumhurbaşkanlığı yemininin son cümlesini okuyorum: “…üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda, namusum ve şerefim üzerine and içerim”
Bu yemin. Namus ve şeref kavramının ne kadar önemli olduğunu anlattım. Bir Cumhurbaşkanı neden tarafsız olmalı? Çünkü devletin sigortasıdır. Devletin başı ise bir partinin başı olamaz. Devlet bütün vatandaşlarına hizmet eder.
AKP’li kardeşlerim bunu unutmasınlar. Bir cumhurbaşkanı günün 24 saati belediye başkanlığı seçimlerine müdahale eder mi? Bir tarafta partilerin belediye başkan adayları var bir tarafta Erdoğan’ın fotoğrafı var. Bu normal bir şey mi?”