Aldığımız duyumlara göre kulislerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olacağınız konuşuluyor. Bu konuda ne diyorsunuz?
Bizim için halkın ne dediği önemli. İstanbulluların çok büyük sorunları var. Dünyanın en güzel şehri, yaşanabilir şehirler sıralamasında 60 şehir arasında 40’ıncı sırada. İstanbul bugün kadınlar için dünyanın en tehlikeli 10 şehrinden bir tanesi. Bunlar halkın nasıl koşullar içerisinde yaşadığını gösteriyor. Biz kamuoyu araştırmaları yaptırdık görüyoruz ki halkımız da bize bir teveccüh gösteriyor. Biz de onlarla birlikte bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
Peki Gürsel Tekin kimdir? Kendinizi birkaç kelime ile anlatsanız ne dersiniz?
Halkla birlikte halkın içerisinde yaşayan biriyim. Sade bir hayatım var. Biz ailecek buraya geldiğimizde çok mütevazi imkanlarımız vardı. İstanbul yüzyıllardır gariplere, fakirlere, göçmenlere kucak açar. Diyebilirim ki İstanbul gariplerin anasıdır. Anadolu’nun ve Rumeli’nin dört bir yanından insanlar buraya gelirler, yeni bir hayat kurarlar. İstanbul’u da onlar imar ettiler. İşgalden o yetim ve garip çocuklar gelip kurtardılar. Bu şehrin her sokağında, her caddesinde dünyanın dört bir tarafından gelen o insanların eserleri, hikayeleri, sanatımıza, kültür dünyamıza katkıları vardır. Bugün İstanbul bu özelliğini kaybediyor. Bir zamanlar dünyanın her tarafından insanlara ilham veren İstanbul beton lobisinin pençeleri altında adeta komaya girmiş durumda. İstanbul’u İstanbul yapan bütün güzellikler yok oluyor. Mahallelerimiz kültürünü kaybediyor. Benim tek amacım var, İstanbul’u yeniden İstanbullulara vermek. İstanbul’u yeniden hayaller kurduran ve büyük hayallerin gerçekleştiği bir dünya şehri haline getirmek. Bunu başaracağız.
İBB Başkanı olursanız eğer İstanbul için hedefleriniz neler?
Ben İstanbul’a aşığım. Gözümüzün önünde nasıl bir vahşi katliama maruz kaldığını görüyorum. 4 yıl önce bütün makam, mevki ne varsa bıraktım kendimi İstanbul’a adadım. Doktora yapar gibi çalıştım. Şehircilik alanında dünyanın en önemli uzmanlarıyla, akademisyenlerle, hayatını şehirciliğe adamış tertemiz bürokratlarla görüştüm. Barcelona ise Barcelona, Viyana ise Viyana, Amsterdam ise Amsterdam, dünyadaki bütün iyi örnekleri araştırdık, tek tek bunların üstünde çalıştık. Uzmanlardan ve gençlerden oluşan dinamik, yenilikçi bir ekibimiz var. Biz İstanbul’un bütün sorunlarını çözeceğiz.
Yerel yönetimlerde dünya yepyeni bir çağa girmiş durumda. Artık yeni teknolojiler, entegre kent sistemleri, ekolojik kalkınma, akıllı şehircilik, sürdürülebilir büyüme gibi kavramlar konuşuluyor. Biz İstanbul’a bunları getireceğiz. İstanbul’a çağ atlatacağız.
Bugün çağdaş demokrasilerde yerel yönetimlerin temel ilkeleri bellidir. Katılımcılık, çoğulculuk ve şeffaflık olmadan hiçbir şehri yönetemezsiniz. Katılımcı olacağız, şehirle ilgili kararlara İstanbullular karar verecek. Çoğulcu olacağız. Kimseyi ayırmayacağız. Kimseyi ötekileştirmeyeceğiz. Şeffaf olacağız ve hesap vereceğiz. Londra Belediyesi’nin internet sitesine girin tane tane kime kaç para ödediklerini açıklıyorlar. Milletten aldığımız vergilerin hesabını millete vereceğiz. Çünkü hesap verebilirsek, israf olmaz, yolsuzluk olmaz. Kıt kaynaklar verimli ve akılcı yönetilir. Biz bunu yapacağız.
Bugün bunların hiçbiri yok. İstanbul katılımcı bir modelle yönetilmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bile şehir yönetimine ne kadar katılıyor bunu tartışabiliriz. Çoğulculuk yok. 2018’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin planlamalarına göre, belediyesi AK Partili olan ilçeler, CHP’li olan ilçelerden ortalama 250 milyon TL daha fazla yatırım alacak. Yani İBB yönetimi siyasi sebeplerle ayrımcılık yapıyor. İstanbul’un kaynaklarını akılcı ve çoğulcu bir şekilde kullanmıyor. Şeffaflık zaten yok. Bütün kararlar kapalı kapılar ardında alınıyor. Bir belediye böyle yönetilirse çöker. İstanbul da çöküyor.
Bugün İstanbul’u kim yönetiyor. Ben söyleyeyim adını kimsenin bilmediği belediye başkanı yönetmiyor. İstanbul’u beton lobisi yönetiyor. İstanbul’un bütün kaynakları, bütün zenginliği bu lobinin cebine akıyor. Bu lobi İstanbul’un derelerine çimento gömüyor, denizini zehirliyor, ormanlarını yakıyor, şehre betondan hançerler dikip şiştikçe şişiyor. Beton Lobisi İstanbul’a haçlı seferlerinden fazla zarar verdi. Bu müjdeli şehrin bütün güzelliği yok ettiler, gri bir tabut koyup bu şehri içine hapsettiler.
Ben İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğum gün bu beton lobisini tarihin derinliklerine gömeceğiz. İstanbul İstanbullular tarafından yönetilecek. İstanbul’un bütün kaynakları İstanbullular için harcanacak. İstanbul kazanacak, İstanbulluların yüzü gülecek.
Sizce İstanbulun eksiklikleri neler ve halk ne istiyor başkanından? Size gelen bu yönde halkın talepleri neler ?
Her şeyden önce İstanbul’un bir tane başkanı yok. İstanbul’un başkanı eksik. Bu seçimde İstanbul’a bir Başkan kazandıracağız.
Bugün İstanbul yönetilmiyor. Biz İstanbul’u yöneteceğiz. Katılımcı, çoğulcu, şeffaf bir modelle, İstanbul’u hak ettiği yere çıkartacağız. Halkımız yeniden huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyor. Güzel İstanbul’u özlüyor. Yaşadıkları mahallelerin, semtlerin kültürünün korunmasını talep ediyor.
Bakın bugün İstanbul’u yöneten Beton Lobisi, öyle arsız, öyle yağmacı, öyle edepsiz ve vicdansız ki bunlar gittiler Koca Sinan’ın yaptığı Süleymaniye Camii’ne kaçak kafe açtılar. Zeytinburnu’ya 16:9 kulelerini diktiler, İstanbul’un bağrına betondan bir hançer sapladılar. Bunların ne tarihe, ne geçmişe, ne geleceğe hiçbir şeye saygısı yok. İstanbul’daki 496 deprem toplanma alanından geriye 77 tane kaldı. Gerisi silme AVM, plaza, rezidans oldu. Vampirler sadece gece yaşar, bunlar 7 – 24 kan emiyor. Biz İstanbul’u bu kan emicilerden kurtaracağız.
İstanbuldaki ulaşım problemini ortadan kaldırmak ile ilgili yeni bir projeniz var mı?
Altyapı alanında bir devrim yapmamız gerekiyor. Bunun yanında iyileştirilmesi gereken şeyler de var. Deniz taşımacılığı daha etkin hale getirilebilir. Toplu taşıma araçları daha nitelikli ve konforlu olabilir. Konuya bütüncül bir yaklaşımımız var. Geniş bir şekilde uzun vadeli hareket ederek ulaşım konusunu dünya şehirlerine yakışan bir hale getireceğiz.
Halkın büyük çoğunluğu kentsel dönüşüm ve çarpık kentleşme ile ilgili sıkıntılar yaşıyor, çözüm önerileriniz var mı?
Bugün Kağıthane’de insanlar teneke barakalarda, Fİkirtepe’de çadırlarda yaşıyor. Vicdanı olan bu manzaraya sessiz kalamaz. Kentsel dönüşüm rantsal dönüşüm oldu. Biz halk için yerinde dönüşüm yapacağız. Kimse kendi şehrinde sürgün olmayacak. Güvenli, korunaklı ve nitelikli konut imkanına bütün İstanbullular kavuşacak. Özellikle AK Parti’ye oy veren kardeşlerime sesleniyorum. Sizlerin evlerini aldılar, gittiler birkaç tane beton lobisi baronuna bu arazileri verdiler, onları zengin ettiler. Sizin malınıza, mülkünüze kondular, şiştikçe şişiyorlar. Bu balonu patlatın. Biz sizin yanınızdayız. Bu sefer baronlar değil garibanlar kazanacak. Sizin evleriniz yenilenecek, güzelleşecek, siz kazanacaksınız. Bunu hep birlikte yapmak zorundayız.
İBB başkanı olduğunuzda kültür ve sanat etkinlikleri ile ilgili nasıl katkılarınız olacak? İstanbul bir Dünya kültür sanat kenti olacak mı?
Kültür ve sanata yapılan yatırım geleceğe ve zenginleşmeye yapılan yatırımdır. Buna böyle bakacağız. Bugün Londra’da bir turist kaldığı gün başına 153 dolar harcıyor, İstanbul’da 108 dolar harcıyor. Londra turizmden 1 yılda 17 milyar dolar kazanıyor biz 7 milyar dolar kazanamıyoruz. Neyimiz eksik? Dünyanın en eski, en güzel, en tarihi şehrinde yaşıyoruz. İstanbul imparatorluklara ev sahipliği yaparken Londra köydü. Eksik olan şeyi söyleyeyim. Akıl eksik, mantık eksik, beceri eksik. Artık turizmde temel konsept tecrübe turizmi. İnsanlar yeni deneyimler elde etmek için şehirlere gidiyorlar. Sanat ve kültür olmazsa gelişemeyiz. Sanat galerileri olacak, müzeler olacak, kültür alanı şahlanarak artacak ki, milyonlar İstanbul’a gelsin. Biz İstanbul’da kültür ve sanatın yanında olacağız. Şehir yeniden nefes alacak. Huzur ve güven ortamı içerisinde dünyanın dört bir tarafından edebiyatçıların, şairlerin, ressamların, müzisyenlerin gelip eserler ortaya koyduğu, bu şehri ve bu şehirdeki insanları anlattığı bir İstanbul istiyorum. Bir nesil Zonaro’nun eserlerine bakıp büyülendi. Ben bu çağın Zonaro’larını arıyorum. Bir nesil Fikret Mualla ile rüyalara daldı. Ben bu çağın Fikret Mualla’larına sesleniyorum. Bedri Rahmi Eyüpoğlu nerede? Onlar ortaya çıkacaklar. Yepyeni, gencecik, tertemiz sanatçılarımız sadece nefes almak istiyorlar. İstedikleri nefese bizimle kavuşacaklar.
Ülkemizde gençlerin siyasete çok ilgili olmadığı görünüyor. İstanbulda yaşayan üniversite öğrencileri vs gibi genç nüfus size neden oy versin , onları heyecanlandıracak projeleriniz olacak mı?
Tam aksine gençler siyasetle çok ilgili. Gezi zamanında bunu hep birlikte tecrübe ettik. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir kez daha gördük. Gençler inanılmaz bir şekilde ülkelerine sahip çıkıyor, gelecekleri için büyük umutlarla mücadeleye atılıyor. Bizim siyasi sistemimiz de gençleri dışarı itiyor, onların üstünden buldozer gibi geçiyor. Şehirlerin sokakları biber gazı kokarsa, gençler de o şehirlerden kaçarlar. Büyük bir beyin göçü yaşıyoruz. Ben o gençlere şöyle demek istiyorum. Bütün ümidim sizdedir. Biz İstanbul’u kazandığımız zaman İstanbul’u gençlerle yöneteceğiz. Dünyanın her tarafında işinde başarılı, bilgi teknolojilerinde, hukuk alanında, ekonomide, şehircilikte her alanda uzman gençlerimiz var. Hepsini İstanbul’a çağıracağız. Onlara hem üst düzey görevler vereceğiz hem de onlarla İstanbul’un yüz yılını belirleyecek yeni kurumlar kuracağız. Dünyanın en iyi araştırma şirketlerinde, think tank kuruluşlarında, danışmanlık şirketlerinde çalışan pırıl pırıl çocuklarımız var. Bilsinler ki onları gurbete mahkum etmeyeceğiz. Memleketlerine dönecekler. Bu şehrin tertemiz havasını içlerine çekecekler. İstanbul’u onlar yönetecekler.
CHP’li bir belediye başkan adayı olarak, AKP’nin en çok oy aldığı kırsal kesimden oy beklentiniz nedir?
AKP’nin yüksek oy aldığı ilçelere tek tek baktım. Mesele parti meselesi değil, mesele rozet meselesi de değil mesele İstanbul’un geleceği meselesi. AK Parti’ye oy veren insan aklının tapusunu AKP’ye vermiyor. Bu insanlar da gelecekten endişeli, daha iyi bir belediye istiyor, daha iyi koşullara sahip olmayı arzuluyor. Bu ülkenin iyiliği için dua ediyor. Ben şunu söylüyorum, biz İstanbul’un kaynaklarını İstanbullulara harcayacağız. İstanbul’un tüm nimetlerinden İstanbul’da yaşayanlar yararlanacak. Efendim “Ben buraya kafama göre kule dikerim, garibin gurebanın evini elinden alırım rezidans koyarım, bu insanları sefalete mahkum ederim, şiştikçe şişerim” diyenler var. Ben de diyorum ki yapamazsınız. Biz size izin vermeyeceğiz. Halkımız da bunlardan artık yaka silkiyor. Mesele AK Parti, CHP, HDP, MHP meselesi değil mesele İstanbul meselesi. Bu sefer pusulada iki seçenek var. Ben bunun adayıyım. Ya biz kazanacağız, İstanbullular kazanacak ya da baronlar kazanacak. Bu sefer sonuç çok farklı olacak.
Şu anki ülkenin durumu hakkında neler söylemek istersiniz?
Türkiye bugün iyi değil. Bugün Türkiye iyidir, güzeldir, keyfimiz yerinde diyen bir avuç insan var. 80 milyonun gözü yaşlı. Yarın da böyle devam edemez. Ancak Türkiye dinamik bir ülkedir, güçlü bir ülkedir, sorunlarımızı aşacak tüm imkana sahibiz. Ben inanıyorum ki yarın hep birlikte yeni bir sayfa açacağız ve bu ülkedeki herkesin yüzünü güldüreceğiz.
Başkanlık sistemi sizce Türkiye’de yerini bulacak mı?
Şimdiden söyleyeyim bu rejimi isteyenler de bu rejimden pişman olacak. Kendileri kurtulmak isteyecek. Dünyada örneği olmayan bir rejimle ileri gidemeyiz. Bizim çoğulcu, demokratik, katılımcı, hesap verebilir bir devlete ve hukukun üstünlüğüne ihtiyacımız var. Mutlaka zaman içerisinde gelişim bu yönde olacaktır.
Ana muhalefet partisi İstanbul milletvekili olarak CHP’nin yapmış olduğu siyaseti nasıl değerlendiriyorsunuz?
Seçmenimizin CHP’ye yönelik eleştirileri meşrudur, haklıdır ve geçerlidir. Seçmenimiz çok daha dinamik, çok daha etkin, çok daha çağdaş bir parti istiyor. Bu yöne doğru adımlar atmak ve gelişmek zorundayız.