Partisinin Meclis’te gerçekleştirilen grup toplantısı sırasında gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, asgari ücretin en az 3 bin 100 lira olması yönündeki söylemini yineledi.
18 aralık gününde, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’lilerin, “İktidara gelirsek AK Partiyi kapatacağız” dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bizim böyle bir düşüncemiz yok. Hiçbir partiyi kapatma gibi derdimiz yok” dedi.
Kılıçdaroğlu açıklamalarına şu ifadeler ile devam etti: “Eleştirirken yalan söylemeyeceksiniz. Yaptığı kin, öfkeyi beslemek. AK Parti’yi niye kapatalım arkadaşlar. Kapatacak organlar belli. Erdoğan, onlara destek veren iş adamlarının mallarına el koyacağımızı da söyledi. İnsan bu kadar katmerli yalanı yalanı nasıl söyler? Bu ülkede demokrasinin savunucusu olan biziz.”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündeminde insan hakları vardı. Bilim insanları ve akademisyenlerin imzaladığı bildiriyi hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Neredeyse linç edileceklerdi” dedi.
“Kız çocuklarını çırılçıplak soyup arama yapıyorsunuz”
Uşak’ta üniversiteli kız öğrencilerin çıplak arandığı iddialarına değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi: “AK Partili seçmenlere seslenmek istiyorum. Sizin evladınız böyle bir muameleye maruz kalsa tepki gösterir misniz? Bunu Ömer Faruk Gergerlioğlu dile getirdi. ‘Yalan’ dediler. AK Partili Özlem Zengin, ‘Türkiye’de çıplak arama olduğuna inanmıyorum’ diyor. Oysa var. Kız çocuklarını çırılçıplak soyup arama yapıyorsunuz. Bunun kaldırılması için defalarca çabaladık. Siz böyle adaleti sağladığınızı mı düşünüyorsunuz? Anlamakta zorluk çekiyorum.“
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından satır başları:
*SGK prim borçları, sicil affı için açıklama yok. Günlük kazananlar, simitçi, kestaneci.. bunlarla ilgili bir düzenleme yok. 1000 lira veriyorsun. Çıkıp dışarıda çay içseler en az 2 lira. Servis şoförleri kontak kapatmış zaten ne yapsın? “Okul kantinleri için kira alınmasın” dedik. Türkiye’nin dört bir yanındaki esnaftan paketin yeterli olmadığına dair şikayet geliyor.
*Kulüpler parayı almadıklarını söyledi. Yayıncı kuruluşu ödediğini söyledi. Parayı spor kulüpleri almadıysa para nerede?
*Zaman zaman “Türkiye’de arazi kalmadı herhalde Sudan’dan arazi kiraladılar” derim. O da yetmedi herhalde bu sefer de Nijer’den 1 milyon hektar alan kiralamışlar. Türkiye’de yer mi kalmadı Allah aşkına? Çiftçine destek ver. Haberi var mı çiftçinin acaba, yok. Çiftçilere sesleniyorum. Burada çiftçi perişan halde sen kalkıp Nijer’de arazi kiralıyorsun.
*İktidara gelirsek gerekirse devletleştireceğiz sorunu çözeceğiz. Bir sonraki seçimde oy verirseniz iki elim yakanızda olur.
“Bunlar nasıl milletvekili?”
*Vodafone önündeki terör saldırısında oğlunu kaybeden şehit babasına 121 lira aylık bağlandı. Bütçe görüşmelerinde söyledim itiraz edildi. AK Partili vekil Öznur Çalık karşı çıktı doğru olmadığını söyledi. (Elindeki belgeyi gösterdi) Aylık bugün 195 lira 18 kuruş olmuş. O vekil kürsüye çıkıp benden ve parlamentodan özür dilemeli. Bunlar nasıl milletvekili? En azından bir sosyal güvenlik kurumu başkanına sorarsın. İktidar kanadından verilen her bilgi yüzde 90 yanlıştır. Benim verdiğim her bilgi doğrudur. Şimdi makbuzları göndereceğim kendisinden ve benden özür dilemesini bekleyeceğim.
*Fuat Oktay da verdiğim bilginin yanlış olduğunu söyledi. “Yönünüzü devlete çevirin” dedi. Devletin rakamlarına biz güveniyoruz zaten. Elimdekiler devletin rakamları benim değil. Dilimde tüy bitti devlet yalan söylemez.
“Şehit polis memurunun annesinin mektubunu okuyacağım…”
*Şehit polis memurunun annesinin mektubunu okuyacağım: “Ben oğlunun terör saldırısında kaybetmiş, AK Parti’ye oy vermiş bir anneyim. Beş yıldır yazmadığım yer kalmadı şehit sayılsın diye. Size yadım. Belgeyi gösterdiğiniz halde yok sayıyorlar. O partiyi desteklediğim için sizden özür diliyorum. oğlum evlenecekti. Çok mutluydu. Memur emeklisi anne-baba olarak evini kıt kanaat evini hazırladık. Evlat bitince hayat sizin için de bitiyor. Yaşamak gücüme gidiyor. Lütfen bir şeyler yapın. Şehir şehir dolaşın.”
“Bu mudur sizin örfünüz, adaletiniz?”
*Yargıtay’a yıllarını veren yüzlerce hakim var nasıl oluyor? 100 yıllık tarihi var. Bir kişinin talimatıyla bir kişiyi üye yapmak için eğilip bükülüyorlar. Seçimi ertelediler bunun için. Dün geleni AYM’ye gönderiyorsunuz. Bu mudur sizin örfünüz, adaletiniz? Cübbelerinin önünde düğme yok bunların ama Erdoğan’ın önünde iki kat oluyorlar.
“Bilgi hırsızlığı yapan bir insanın Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var?”
*Bilgi hırsızlığı yapan bir insanın Anayasa Mahkemesi’nde ne işi var? İntihal yaptığına dair haberleri yalanlamadı. AYM üyelerinin yüzüne nasıl bakacak? Hırsızlık yapmak yükselmenin temel gereği ise vay halimize! Akıl tutulması var bu işte. Erdoğan acaba kendi geleceğinin altyapısını mı oluşturuyor? Üniversitede olsa atılır. Cezası var. Cezalandıracağımıza ödüllendiriyoruz. Ahlakı, idaresi varsa “AYM’ye üye olmak istemiyorum” desin. Toplu iğne kadar onur varsa adaylıktan çekilir.
*Bir bankanın (Vakıfbank) yönetim kuruluna atandı. Bu sahtekar TBMM’de üniversite mezunu görünüyor. Getirip başdanışman olarak görev veriyorsunuz. Mahkeme kararı var. Sen söylemişsin. Hala diyor ki, “İspat edin”. Hamza Yerlikaya’nın bir numaralı sahtekar olduğunu Türkiye’de herkes biliyor. Sahte diplomayla iş mi yapılır. Bence haksızlık yapıyoruz kendisine. Merkez Bankası’na atamak lazım.