İçişleri Bakanlığı, 31 Mart gününde gerçekleştirilen yerel seçimde HDP’li adayların kazandığı Diyarbakır, Van ve Mardin’in belediye başkanlarını görevden uzaklaştırarak valileri işbaşına getirmişti.
Sözcü’den Deniz Zeyrek’e açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) HDP’nin belirlediği isimler ile ilgili olarak adaylığı engelleyecek bir sakınca görmediğini, bu başkanlarla ilgili bir mahkeme kararının da bulunmadığını anımsattı.
Görevinden uzaklaştırılan isimlerin ‘iktidara yakın medya tarafından suçlu ilan edildiğine’ dikkat çeken CHP lideri şunları söyledi: “Bir kişinin suçlu olduğuna ne zamandan bu yana mahkeme dışındakiler karar veriyor. Dünyanın her yerinde yargı karar verir. Mahkemelerin hepsi elinde olduğu halde mahkemenin kararını bile beklemiyorsun, hızlıca kendin karar verip adım atıyorsun. Bu mesele HDP ya da başka bir parti meselesi değil. (Ahmet) Davutoğlu’na başbakanlığı bıraktırdıklarında da aynı tepkiyi gösterdik. AKP’li başkanlar görevden istifa ettirilirken de… Bu yapılan millet iradesine saygısızlıktır.”
Kılıçdaroğlu açıklamalarına şu ifadeler ile devam etti: “Madem böyle yapacaktınız sandığı niye koydunuz? Madem sandığı koydunuz, niye gereğini yapıp vatandaşın iradesine saygı göstermiyorsunuz? Aklın, mantığın alacağı şeyler değil bunlar. Bu yapılanlarla dünyanın hiçbir yerinde ,‘Türkiye’de demokrasi var’ı anlatamayız. 20 Temmuz’da ilan edilen OHAL resmen bitti ama fiilen devam ediyor. Zaten (Cumhurbaşkanı Tayyip) Erdoğan ilan etmişti. ‘Seçilirlerse görevden alırız’ demişti. Her şey bir kişinin iki dudağı arasında. Kenan Evren’de, darbe dönemlerinde bile yaşanmamıştı böyle şeyler.”
‘Sokağa çıkmayı doğru bulmuyoruz’
Kılıçdaroğlu, parti olarak alınan ve alınabilecek diğer kayyum kararları ile ilgili olarak ise şöyle konuştu: “Bu tür olaylar yaşanınca sokağa çıkmak, protesto etmek gibi durumları doğru bulmuyoruz. Biz milletin ferasetine güveniyoruz. İstanbul’da da aynı şeyi YSK eliyle bize yaptılar. ‘Ya sokağa çıkın ya boykot edin’ dediler. İkisini de yapmadık. Halkın ferasetine güvendik ve gördük.”