İNSANLARIN GÖZLERİNE BAKARAK ANKET YAPTIM MARİA:
DEĞİŞİMİ GÖRDÜM!
Selim Yalçıner
Maria, canım sevgilim, az kaldı! Hem seni görmeye, hem de buradaki ağır gerginliğin yerini kararlılığa bıraktığını yaşamaya, çok az kaldı! Editörüm, anketlerle ilgili bir haber analiz istemişti, az önce son noktayı koyup gönderdim. İlettiğim yazının bizde yayınlanması sorun değil Maria ama, burada seçime günler kala anket yayınlamak yasak. Bu yasağı, senin çok seveceğine inandığım bir anket yaparak ve sonucu da sadece sana göndererek delmiyorum emin ol. Bir anket yaptım sevgilim, her yerde gördüğüm insanların gözlerinin ta içine bakarak. Hani sen hep dersin ya, erkeklerin EQ’leri, yani duygusal zekaları kadınlara göre çok düşüktür diye, burada sanki benim EQ derecem biraz yükselmek zorunda kaldı gibi, ve de buna güvenerek senin beğeneceğin bir işe giriştim, her yerde karşılaştığım insanların, kadın erkek genç yaşlı ayırmadan gözlerinin içine içine, hem de olağandan daha uzun bir süre baktım, düşüncelerini duygularını okumaya çalıştım.
İnsanların gözlerine bakarak anket yaptım Maria: Değişimi gördüm!
Bu harika ülkenin cefakar, fedakar insanları değişim istiyor. Belirli koşullarda bunu bağıra çağıra söyleyemiyor hepsi, bu açık, ama, ‘artık yeter’ diyenlere bakışlarını da izledim ve aynı şeyi gördüm: Değişim.
Nerede mi? Şimdi bana kızacaksın ama, anlatacaklarım bu topraklar için yeni ve çok umut verici. Geçtiğimiz günlerde Sakarya’da bir köpek yavrusu, patileri ve kuyruğu kesilmiş olarak bulundu, sevgi dolu insanlar tarafından İstanbul’a getirildi ve tedavi edilmeye çalışıldı ancak kurtarılamayarak öldü. Bu köpecik için Maria, olağanüstü büyük bir tepki gösterildi ve bir kişi, gözaltına alındı. O kişinin bu köpeciğin patilerini kesip kesmediğini henüz bilmiyoruz; ama, bütün ülkenin bu olaydan büyük üzüntü duyduğunu kesinlikle biliyoruz. Bu neden önemli biliyor musun, bundan bir süre öncesine kadar yollarda tüfekle köpek bayıltıp bir yerlerde öldüren görevliler vardı mesela, bu vahşeti de aynı anlayışla bu ülkenin insanları durdurdu. Yani, nereden nereye gelindi sevgilim! İnsanlar kandan, acıdan, kinden, yalandan, dolandan, çocuklara kadınlara tecavüzlerden ve tecavüzcülerin korunmasından, adaletsizlikten, hukuksuzluktan, baskıdan, hırsızlıktan bıkmışlar, değişim istiyorlar!
Konuştuğum birçok insan, seçimlere doğru provokasyonların yapılabileceği konusunda beni uyarmıştı. Geçen hafta, Suruç’ta iktidar partisi mensuplarıyla esnaf arasında bir tartışma çıktı ve tam dört kişi öldü Maria. İktidara yakın duranlar bu olayın başka olayları tetiklemesi için çok uğraştılar ama, sorumluluk sahibi büyük çoğunluk onları engelleyerek, çatışmaların, kanlı olayların başlamasını engelledi. Bu da, değişime ilişkin büyük bir kararlılığı yansıtmıyor mu sence? Ki, Maria, Suruç, 2015 yılında gerici bir katilin kendini patlatması sonucu 34 genç insanın yaşamını yitirdiği bir yer ve bu provokasyonu yapanlar, benzeri bir tepkiyle karşılaşmayı umdular kanımca ama, başarılı olamadılar. Bir arkadaşım, “Suruç’un alnında, ‘Burada isteyen istediği provokasyonu yapabilir’ mi yazıyor?” diyerek öfkesini aktardı örneğin.
Muhalefetin en güçlü adayı, en kalabalık ve canlı toplantıları yapan CHP’li Muharrem İnce, kendisine ‘Büyük Usta’ dedirtmek isteyen ama başaramayan adayı süreki televizyonda tartışmaya çağırıyor Maria. İnce, “Ben ekonomi okudum diyorsun. Gel tartışalım, ekonomiyi nasıl bu kadar kepaze edebildin, bana anlat, bana ekonomi öğret!” diyor. Bizde böyle bir şey, yani adayların birlikte izleyicilerin karşısına çıkıp kozlarını paylaşmaları yaşanmadan seçim yapılması düşünülemez bile. Neyse, kendisine ‘Büyük Usta’ dedirtmek isteyen geçen gün buna yanıt verdi sevgilim, ne dedi biliyor musun:
“Utanmadan sıkılmadan televizyona davet ediyor. Üzerimizden kalkıp rating sağlayacak kendisine. Biz seni muhatap alır mıyız?”
Oysa ki, ratingler sevgilim, hiç de bu sözleri doğrulamıyor. Muharrem İnce’nin ratingi 44, kendisine ‘Büyük Usta’ dedirtmek isteyenin ise 11. Kim kime rating getirecek buradan belli değil mi sence?
Kendisine ‘Büyük Usta’ dedirtmek isteyen ve şekilde görüldüğü gibi en azından bir kişiye, yani bana bunu tırnak içinde söylettirebilen aday, en büyük ‘müjde’yi geçenlerde verdi: Devasa kıraathaneler yaptırıp burada bedava çay kahve ve kek dağıtmayı planlıyor. İnce tabii ‘müjde’yi, “İşsiz gençlerin çok daha artacağını biliyor da ondan böyle şeyler söylüyor” diye yorumladı, “Ben diyorum ki ‘Hak hukuk adalet’ Erdoğan diyor ki ‘Çay kek oralet'” dedi. Oralet sevgilim, portakallı bir içecek.
Konuştuğum insanların büyük çoğunluğundan duyduğum bir kararı da sana aktarayım Maria. İnsanlar, seçimde her aileden bir kişinin HDP’ye oy vereceğini söylüyorlar ki, kendisine ‘Büyük Usta’ dedirten kişi, bu partinin barajı aşmasını önleyip o oyları kendi hanesine yazdıramasın ve ülkeye barış eşitlik özgürlük gelsin diye.
Bugünlük bu kadar sevgilim. Hadi gel artık T A M A M mı?