Maria, bir tanem, umarım iyisindir. Görüyorsun, sana yazdığım mektuplar da gazeteci formatına yaklaşıyor. Başlık önerisi falan! Burada Maria, her gün yeni bir şeyler öğreniyorum ya da bilip de yeterince önem vermediğim konuları, durumları, sorunları yeni bir gözle görmeye başlıyorum. Geçenlerde, sıkça yaptığımız gibi, buralı gazetecilerle akşam buluştuk, söyleştik. Bir kadın gazeteci dedi ki Maria, “Büyük suçların failleri küçük olur!” ve ben bu sözü çok sevdim. Ona hemen Hannah Arendt’in “Kötünün Sıradanlığı-Bayağılığı” saptamasını anlattım ama zaten Arendt’in bu sözü, Auschwitz Katili Eichmann’ın duruşmasını izlemek üzere gittiği Kudüs’te tasarladığını biliyordu. Sanırım koşullar, insanlara düşüncelerini geliştirebilmeleri için gerekli koşulları sunduğunda, hiçbir güç bunu durduramıyor Maria. “Büyük suçların failleri küçük olur” ifadesi bence, Arendt’e bir katkı, hem de oldukça önemli bir katkı, sen ne diyorsun?
Bulunduğum coğrafyada öyle suçlar işlenmiş, öyle cinayetler, baskılar uygulanmış ki, gerçekten büyük, çok büyük suçlar bunlar Maria. Ama, yapanlara bakınca, miden bulanıyor, öylesine küçükler failler.
Burada, malum aday Maria, ikide birde “Ben büyük ustayım” diyor. Aslında bu sözü, başkalarının onun için kullanmaları gerekmez mi? Yani şimdi ben kalkıp “Ben çok büyük bir gazeteciyim” desem, bunun bir anlamı olur mu? Gazetecilik konusundaki görüşleri saygıyla karşılanan biri benim için “O çok büyük bir gazetecidir” derse ama, çok sevinirim. Sevinirim ama, yine de, benim için böyle söylendi diye o lafı tekrarlayıp durmam. Çünkü bilirim ki, böyle yaparsam, kendimi küçültürüm, saygınlığıma zarar veririm. Bir de, sen de çok kızarsın bana Maria, öyle bir şey yaparsam.
Doların değeri burada çok hızlı yükseliyor ya sevgilim, geçenlerde buralı arkadaşlar sosyal medyada yer alan bir paylaşımı gösterdiler:
“Çok babasından doğum günü için 100 dolar istemiş. Babası da demiş ki: 400 lira mı? 450 lira çok para. Hem ne yapıcan ki 480 lirayla?”
Ve de Maria, bana bu paylaşımı gösteren arkadaşlar öylesine gülüyorlardı ki, bir kez daha inandım sevgilim, mizahı kimse yenemez. Türkiye’de yaşayanların bizimkinden çok farklı, çok çeşitli, çok etkili bir mizah anlayışları var ve bu, onlara yaşam gücü veriyor. Burada yaşananların onda biri bizde olsaydı Maria, yer yerinden oynardı bilesin.
Kendisine “Büyük Usta” dedirtmek isteyen adayın damadı, ki kendisi çok önemli bir görevde, geçenlerde, “Ay’a dört şeritli otoyol yapacağız desek inanacak seçmenimiz var” dedi ve bunu söylerken gülümsüyordu Maria sevgilim, düşünebiliyor musun? Düşünemiyorsun tabii ki. Zaten, böyle düşünecek bir hale gelmeni kesinlikle istemem.
Kürt siyasal hareketinin partisi HDP’nin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş adlı genç ve sempatik bir adam Maria. Ve, kendisi hapiste! Hapisten, sosyal medya paylaşımlarıyla seçim kampanyası yürütüyor. Sen bunu da düşünemezsin ve de asla düşünme!
CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, fizik öğretmeni, milletvekili, çok esprili, güleç yüzlü bir adam. Öyle ama, dolaştığı yerlerde büyük ve heyecanlı kalabalıklar tarafından karşılanıyor, en büyük katılımlı toplantıları yapıyor ve sözünü sakınmıyor sevgilim. Rakibini yerden yere vuruyor ve girişim önceliğini kesinlikle ele almış görünüyor. Kendisine “Büyük Usta” dedirtmek isteyen rakibi geçenlerde “Ben ekonomi okudum” deyince, her yerde, “Gel bana ekonomi öğret, bu kepazeliği nasıl sağlayabildin?” diye sorup duruyor mesela.
Sonra Maria, geçtiğimiz haftalarda Gezi Olayı anıldı. Milyonlarca paylaşımla, gezegenin gördüğü belki de en görkemli özgürlük çığlığı tekrar belleklerde canlandı. Burada konuştuğum arkadaşlarım, o haftaları hiç unutamadıklarını söylüyorlar. Biz de, Maria, o günleri büyük bir heyecanla, imrenerek, canlı izlememiş miydik?
Sevgilim, seni ne kadar özlediğimi biliyorsun. İmkan bulup bir ara gel buraya lütfen! Gelirken de, yarım kilo Sumatra kahvesi getirmeyi unutma! (Ben de, seni fıstıklı baklavayla bekliyor olacağım!)
Hem de, burada, beni kıskanacağın (senin düşündüklerin değil kesinlikle!) çok başka güzellikler olduğunu göreceksin. İklim harika, insanlar lokum, yemek müthiş! Bak Maria, dünyanın en lezzetli yemeklerini burada yiyorum dersem kesinlikle doğruyu söylemiş olurum.
Ben sana hep doğruyu söylemedim mi Maria?