İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı için yoğun bir çalışma sürdürüyorsunuz. Çalışmalarınız nasıl gidiyor?
İstanbul’u sokak sokak, cadde cadde, ilçe ilçe geziyoruz. Her gün İstanbullular ile birlikteyiz. En son Fatih ilçesinde çok kapsamlı bir çalışma yaptık. Halkın sorunlarını bizzat halktan dinliyorum, yeni dönemde neler yapacağımızı birebir halka anlatıyorum. İstanbullular ekonomik zorluklardan, altyapı yetersizliğinden ve güvenlikten şikayetçiler. Bütün bunları değiştireceğiz. Bugün İstanbul yönetilmiyor. Çünkü 130 ülkeye bedel İstanbul vekaleten yönetilemez. İstanbul kariyer merdiveninde bir basamak da olamaz. İstanbul’un karşı karşıya olduğu büyük sorunları çözmek için kendini İstanbul’a adamış, İstanbul’un sorunlarını bilen, bu derin sorunları çözmek için hayatını vakfeden bir anlayışa ihtiyaç var. Benim İstanbul’a hizmet etmek dışında bir hayalim yok. Bir İstanbullu olarak, dünyanın en güzel şehrini hak ettiği yere getirebilmek için yola çıktım. 4 yıldır doktora yapar gibi çalıştım. Şehircilik alanında dünyada uzmanlarla, kent yönetiminde yer almış tertemiz ve başarılı bürokratlarla görüştüm. Üniversitelerde eğitim veren akademisyenlerden, yerel yönetimlerde uzun yıllar hizmet vermiş başarılı bürokratlardan ve yenilikçi gençlerden oluşan bir ekibimiz var. İnanıyorum ki İstanbul’u kazanacağız, İstanbul’u İstanbullularla birlikte yöneteceğiz, yepyeni bir dönem başlatacağız.
24 Haziran tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP ile CHP arasında 13 puan fark olduğu görülüyor. Bu farkı kapatabilecek misiniz?
Çok açık gerçek daha önce AKP’ye oy veren seçmenlerin de oylarını almamız gerekiyor. İstanbul’da seçmen bakımından en büyük 10 ilçeyi mahalle mahalle gezdim. Küçükçekmece, Esenyurt, Bağcılar, Ümraniye, Pendik’te ciddi bir teveccüh var. AKP’nin yüksek oy aldığı bu 10 ilçede seçmen bazında kamuoyu araştırmaları yaptık. Özellikle AKP’ye oy veren seçmen bizi yoğun olarak destekliyor. Bunu da en iyi AKP yönetimi biliyor.Çünkü 4 yıldır İstanbulluların yanındayız, onların sorunlarını çözmek için çalışıyoruz. Bugün İstanbul’a baktığımızda çok acı bir manzara var. Yüzbinin üstünde imar mağduru haklarının verilmesini bekliyor. Kağıthane’de insanlar teneke barakalarda, Fikirtepe’de çadırlarda yaşıyor. Üsküdar’da insanların evleri gasp edilmeye çalışılıyor. Toplam 496 deprem toplanma alanından 419’u AVM, rezidans, plaza olmuş durumda. Su kaynaklarımız azalıyor, altyapı eksiklikleri her yağışta kendisini sel olarak gösteriyor. İstanbul kadınlar açısından dünyanın en tehlikeli 10 şehrinden bir tanesi. Hangi partiye oy verirse versin bütün İstanbullular bu sorunlarla boğuşuyor. Biz bu sorunları çözmeye talibiz. Bugün İstanbul’un bütün kaynakları bir grup adamın çıkarı için kullanılıyor. Onlar zenginleşsin diye garibanlar kent sürgünü oluyor, insanlar evsiz, barksız kalıyor. Biz bu düzeni değiştireceğiz. İstanbul’un kaynaklarını İstanbullular için kullanacağız. Hep birlikte kazanacağız.
Bugün Sayın Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalarla MHP ile AKP arasında yerel seçimlerde bir ittifak kurulmayacağı açıklandı. Bu durum yerel seçim dengelerini değiştirir mi?
Sayın Bahçeli’nin bu kararının özellikle Orta Anadolu’da sonuçları olacaktır. İstanbul açısından millet ittifakına dahil olan partilere oy veren seçmen kendi partisine oy vermeye devam edecek. AKP’ye oy veren seçmende ise bir arayış olduğu gözleniyor. Bizim amacımız daha önce hangi partiye oy verirse versin, daha huzurlu, daha güvenli, çarkları dönen, zenginleşen bir İstanbul isteyen bütün seçmenlerin oyunu almak.
CHP bir ittifak arayışı içerisinde olacak mı?
Genel Merkezimiz kapsamlı çalışmalar yaparak bu konuda bir karar verecektir. Bizim böyle bir arayışımız yok. Bizim ihtiyacımız her seçim çevresinde yerel sorunlar ve beklentileri karşılayacak en iyi adaylarla seçime gitmek ve milletin kendi ittifakını sandıkta kurmasını sağlamaktır. İstanbul’da biz bunu başarabilecek güce sahibiz. Ekibimizle, hem sahada, hem sandıkta farklı bir sonuç elde edeceğiz. Şairin dediği gibi “güzel günler göreceğiz, güneşli günler.” Biz buna talibiz.
İstanbul Türkiye’nin en önemli şehri, siz iş başına geldiğinizde mevcut yönetimle aranızda en büyük fark ne olacak?
Birincisi İstanbul’u İstanbullular ile birlikte yöneteceğiz. Kimseyi ayırmayacağız, ötekileştirmeyeceğiz. Şeffaf bir şekilde hesap vereceğiz. İkincisi, İstanbul’da beton lobisinin değil, garibanların, emekçilerin, işçilerin, halkın yanında olacağız. İstanbul’un bütün kaynaklarını İstanbullular için kullanacağız. Üçüncüsü, saksı gibi belediye başkanlığı yapmayacağız, halkın içerisinde olacağız. Halkın sorunlarını, beklentilerini, taleplerini günü gününe takip edeceğiz. Dördüncüsü kent sürgünü diye bir şey kalmayacak. İnsanların evlerini başlarına yıkıp beton lobisine rant olarak vermeyeceğiz. Yerinde dönüşüm ile İstanbullular kazanacak. Dördüncüsü, modern şehircilik teknolojilerini İstanbul’a kazandıracağız, sanatı ve kültürü destekleyeceğiz. Bugün Londra Belediyesi turizmden 16 milyar dolar kazanıyor, dünyanın göz bebeği İstanbul 7 milyar dolar kazanamıyor. Bunu değiştireceğiz. Bütün İstanbul kazanacak, zenginleşecek, hep birlikte ileri gideceğiz