Fenerbahçe, bu akşam UEFA Ligi ilk maçını Dinamo Zagreb ile Maksimir Stadyumu’nda oynayacak. Kapasitesi 33 bine düşürülen bu stadyum Modern Avrupa’nın göbeğindeki en büyük savaşının da başlangıç noktası.
Yugoslavya İç Savaşı’nda 350 bine yakını Müslüman Boşnak ölürken, toplamda Yugoslavya 750 binden insanını kayıp vermişti. 2 milyona yakın insan ülkeden ayrılırken, bir o kadarda yaralı ve 100 binden fazla kayıp insanlık tarihinin en büyük ayıplarından biri olarak yazıldı.
Peki bu savaşı bir futbol maçı nasıl başlattı?
Tarih 13 Mayıs 1990!
Ve her şey 10 numaranın tekmesi ile başlar!
Güneşli gayet güzel bir Balkan günü…
Zagreb’deki Maksimir Stadyumu’ndayız. Ülkenin üç büyüklerinden ikisi olan Hırvatların Dinamo’su Zagreb ile Belgrad’ın çılgın çocuğu Kızılyıldız derbisi!
Hırvat taraftarların ağırlıklı olduğu tirbünlerde 40 bin kişi maçı heyecan ve büyük bir adrenalinle beklemekteydi.
1945’te Komünist Partili gençlerin kurduğu kendilerine “halkın takımı” ismini verdikleri Kızılyıldız, Yugoslavya’nın gelmiş geçmiş en başarılı takımıydı. Dinamo Zagreb, Partizan ile beraber Kızılyıldız’ın gölgesinde kalan ülkenin iki büyük tamından biri olarak kalmıştı.
Uzun süredir beklenen derbinin önemi ise ülke başbakanı seçilen Hırvat Franjo Tudjman’ın isminin gür bir şekilde tribünlerden bağrılması olacaktı. Sırplar durumdan memnun değildi. Boşnaklar sessizdi. Kosovalılar ve Slovenler henüz ne olduğunu anlamamıştı. Fakat, ülkedeki federe yapının her birinden ”bağımsızlık” söylemleri de yükseliyordu.

Tribün grupları bir ülkeyi nasıl parçalar?
Dinamo Zagreb’in en büyük taraftar grubu Bad Blue Boys (Kötü Mavi Çocuklar), sadece tribünlerde değil meydanlarda, Tudjman’ın mitinglerinde ve günlük yaşamın her ânında ”bağımsızlık” naralarını atıyor. Hallkın üzerinde ”sivil” militarize bir etki kuruyordu.
13 Mayıs günü deplasman tribüne gelen ve Yugoslavya İç Savaşı’nda binlerce Boşnak’ın ölümünden de sorumlu Kızılyıldız’ın taraftar grubu Delije (Deliler) ise Bad Blue Boys’a göre çok daha sert söylemlerle Sırbistan Komünist Partisi lideri Slobodan Miloseviç’e bağlılıklarını açıklıyor, sadece Belgrad sokaklarında değil Yugoslavya’nın hemen hemen her şehrinde futboldan uzaktan yakından alakası olmayan olaylara karışıyorlardı.

Miloseviç, “birlikten” yana olduğunu söylerken Kosovalılar, Arnavutlar ve özellikle Boşnaklar hakkındaki faşizan söylemlerinden çekinmiyordu. Öte yandan Yugoslavya’nın, sadece Sırbistan hamiliğinde varlığını devam ettirmesinin gerekli olduğunu her fırsatta yineliyordu.
Delije’nin lideri, sonrasında savaş suçlusu olarak aranan Zeljko Raznatoviç, nam-ı diğer “Arkan” da Milisovic’le aynı görüşte olmasını bırakın onun halk arasındaki tokadı vazifesini görüyordu. Arkan; mafyayla ilişkisi ayyuka çıkmış, İtalya, Belçika ve Fransa’da hapse girmiş ve silah taşıyan bir Sırp milliyetçisi olmasının yanı sıra bir dönem Yugoslavya Gizli Servisi’nde çalışmış eski bir askerdi. Ve tabii ki; 13 Mayıs’taki maçta Arkan’ın liderliğindeki Deliler bu fırsatı kaçırmadı.
Maç öncesi bilinen bir gerçek vardı ki; polis ve askeriye hiçbir maçta olmayacak şekilde güvenlik önlemi aldı. Dinamo Zagreb-Kızılyıldız karşılaşmasının bir futbol maçından çok bir savaş olacağı, ülkede birkaç yıldır yaşanan politik ikliminde etkisiyle Zagreb ve Belgrad sokaklarında çıkan irili ufaklı hatta kanlı kavgalardan belliydi.

Maçın başlamasıyla birlikte tezahüratlar tribünlerin karşılıklı küfürleşmesiye devam etti. Polisin, Blue Boys tribünlerine sert müdahelesi gerilimi yükseltti. Bu müdahele neticesinde Bad Blue Boys üyeleri ve Hırvat taraftarlar sahaya indi.
10 NUMARANIN TEKMESİ VE SAVAŞ BAŞLADI!
İşin ilginci Yugoslavya’da emniyet ve askeri güçlerinin yüzde 70’e yakını o zaman Sırplar’dan oluşuyordu. O günde değişen bir şey yoktu. Çoğunluğu Sırpların oluşturduğu polisler, Hırvatları sahadan çıkarmak hiç görülmemiş bir şiddete başvurdu. Bu sırada Dinamo Zagreb’in yıldız oyuncusu Zvonimir Boban, iki Sırp polisle kavga etmeye başladı.
O tekmeye kadar sahaya girmeyen asıl grup Arkan’ın liderliğindeki Deliler, çatışmaya dâhil oldu ve seyirciler arasında tam anlamıyla bir meydan savaşı başladı.
Yıllar sonra, Yugoslavya tarihini değiştiren bu tekme için sporculardan taraftarlara tarihçilerden gazetecilere o gün statta kim varsa yapılan söyleşirlerde yine aynı faşizan görüş ortaya çıktı. ”İYİ OLDU!”
Hırvatlar, Boban’ın attığı tekmenin ve Bad Blue Boys’un gösterdiği “büyük direncin” , “Sırplara karşı kimliğin ve benliğin korunduğu bir başkaldırı” olduğunu dile getirirken
Sırplar da benzer bir yorumla o tekmeye verilen cevabın ve Deliler’in gösterdiği ”büyük direncin”, ”ülkeyi bölenlere karşı bir başkaldırı” olduğunu söylediler.
Bir futbol maçından öte gerçek bir savaşa benzeyen Dinamo Zagreb-Kızılyıldız karşılaşması hala bitmedi. Oynanıyor! Arkasında yüzbinlerce ölü bıraktı ama hala eski Yugoslavya sokaklarında Belgrad’tan Zagreb’e, Sarayevo’dan Üsküp’e oynanmaya devam ediyor.
Derbi bitmese de Tudjman ile Miloseviç’in aşırı milliyetçilik içeren “bağımsızlık” söylemleri maç sonrası ayyuka çıktı. Ardından malumunuz!

Maç sonrasında tirbün lideri olan Arkan, Miloseviç ve Mladic’in de desteğiyle yine tribün grubu içindeki fanatiklerinden oluşturduğu “Kaplanlar” isimli bir milis gücü kurdu. Özellikle savaş suçlusu General Ratko Mladic’in emriyle öncelikle Hırvat bölgelerinde savaşın ilerleyen sahfalarında Boşnaklar’a yönelik katliamlar ve cinsel saldırılarda bulundu.
Lahey’de yargılanan savaş suçluları Milosevic ve Mladic müebbet hapis cazaları alırken yine savaş suçlusu olarak dava açılan Arkan’ın akıbeti bambaşka oldu ve hiç yargılanmadı. Savaş sonrası mafyatik organizasyonlarına devam eden Arkan en güvendiği yerde Belgrad Intercontinental Otel’de Ocak 2000’de kimliği hala tespit edilemeyen biri tarafından başından vurularak öldürüldü.
İşte bir tekmeyle başlayıp, bir ülkeyi bitiren olaylar zincirinin başlangıç noktası olan Maksimir Stadyum’da oynanacak Fenerbahçe – Dinamo Zagreb maçı bu akşam 22’de.
Murat Nedim
VE O GÜN
İŞTE DİNAMO ZAGREB – KIZILYIDIZ SAVAŞI
YER: MAKSİMİR STADYUMU