Yeşil Sol Parti eş sözcüleri Çiğdem Kılıçgün Uçar ve İbrahim Akın’la HDP eş genel başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, HDP Genel Merkezi’nde seçim sonuçlarına ilişkin basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı Uçar yaparken, Sancar soruları cevaplandırdı.
“Hedeflere ulaşamadık”
Çiğdem Kılıçgün Uçar tarafından okunan ortak açıklama şöyle:
*Bu seçimlerde önümüze koyduğumuz hedeflere tam olarak ulaşamadığımızı belirtmek istiyoruz. Seçim sonuçlarının bizler açısından başarı olarak görülemeyeceği açıktır.
*Seçim startının verildiği ilk günden bu yana her gün siyasi saiklerle gözaltı ve tutuklama operasyonuna maruz kalan partimizin çalışmaları linç girişimleriyle durdurulmak istenmiştir. Türkiye’nin seçim iklimine girdiği günden beri Kobanî kumpas davası ve HDP kapatma davası ile siyasetimiz denklem dışına çıkarılmak istenmiştir.
*Bu davalarla başlayan süreç, seçime doğru tam bir baskı iklimine dönüşmüştür. Kapatma davası, Demokles’in Kılıcı misali Türkiye’de eşit ve adil seçim yarışını engellemiştir. Milyonlarca seçmenimizin iradesine kumpas ve kapatma davasıyla ipotek konmak istenmiştir.
“Hile ve kumpaslar belirleyici oldu”
*En temel hak olan demokratik siyaset hakkının dahi imkânsız hale getirilmek istendiği koşullar yaratılarak, seçim süreci boyunca her gün yeni bir siyasi operasyonla yüzlerce arkadaşlarımız gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. Birçok yerde parti çalışmalarımıza yönelik ırkçı saldırılar bizatihi iktidarın teşvikleriyle gerçekleşmiştir.
*Cumhur ittifakı eşit şartlarda gerçekleşmesi gereken seçimlerden kırıntı bile bırakmamıştır. Her türlü kamu kaynağını ve gücünü seçim dönemi boyunca kendi lehine kullanmıştır. Bu sonuçların ortaya çıkmasında hile ve kumpasların etkisi belirleyici olmuştur.
“Tek listeyle girmemek sonuçları etkiledi”
*Bizlere karşı seçim çalışması niyetiyle yapılan en büyük hile ve kumpas HDP’nin engellenmesidir. Bu hile ve kumpasa karşı halkımızı seçeneksiz bırakmamak için kısa bir sürede Yeşil Sol Parti’yle çalışmalarımızı yürütmek durumunda kaldık. Yeşil Sol Parti’nin kısa sürede seçime hazırlanması ve tanıtımının yapılmasıyla ilgili elbette ki zorluklar yaşadık. Yaygın ve yandaş medyanın uyguladığı sansür ve izolasyonla birlikte bu zorluklar daha arttı.
*Bunun yanı sıra yeni bir ittifakı örgütlemenin sahaya yansıyan dezavantajları ve HDP olarak Yeşil Sol Parti olarak tek liste ve tek partiyle seçime girme ısrarımıza rağmen bu önerimizin hayata geçmemiş olmasının ortaya çıkardığı sıkıntılar da seçim sonuçlarını belli düzeyde etkilemiştir. Bütün bu faktörlere rağmen elde edilen sonucu önemli buluyoruz.
“Eksiklik ve yetersizliklerle ilgili çalışacağız”
*Öte yandan seçmenin mesajını alarak bütün yönleriyle bu sonuçları eleştiri ve özeleştiri sürecinde değerlendirme sorumluluğumuzun bilincindeyiz ve bunun da gereğini yapacağız. Seçim sürecini örerken düştüğümüz eksiklik ve yetersizlikler ile ilgili kapsamlı bir çalışma yapacağımızı, halkımızla beraber tartışmalar yürüteceğimizi ve gerekli adımları atacağımızı da kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.
*Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmış olmasını partimizin bütün kurullarında değerlendirerek, buna ilişkin çalışma programımızı en kısa zamanda halkımızla ve kamuoyuyla paylaşacağız.
Ortak açıklamadan sonra Sancar, soruları yanıtladı.
İttifaklarınızdan biri olan TİP ile birlikte seçime girdiniz ve aynı yerden aday çıkardınız. TİP’in size kaybettirdiğini düşünüyor musunuz?
Sancar: Verilerin tamamı henüz sağlıklı bir biçimde elimize ulaşmış değil. Ama ilk sonuçlara baktığımızda evet belli kayıplarımız var. Biz bu ittifakı seçimlere dönük bir birliktelik olarak düşünmemiştik. Seçimlerle birlikte elbette bir formül arayışı gerekiyordu. Biz tek listenin en uygun formül olduğunu söyledik ve sonuna kadar savunduk. Bununla birlikte ittifakı da korumayı hep önemsedik, ittifaklarda bu tür riskler olabiliyor. Bu risklerin bir kısmı bu seçimlerde gerçekleşmiştir. Bunları da elbette kendi kurullarımızla ve ittifak ortaklarımızla tartışacağız.
“Bir başarısızlık söz konusu”
Son seçimlere göre HDP’nin 1,5 milyon oy kaybı görünüyor. TİP’e 900 bin gitse de 600 bin kayıp var. Seçmen sayısı 3 milyon arttı. Özellikle batı illerinde bu kayba dair tespitler nedir?
Sancar: Oylarımızda bir azalma olduğu doğrudur. Batı illerinde bu azalma daha dikkat çekicidir. Daha ayrıntılı bir değerlendirme için bütün verileri önümüze koymamız gerekiyor. Bir başarısızlık söz konusudur. Bundan önceki seçimlere göre batıda daha az oy almamız bizim açımızdan sorun teşkil etmektedir. Sebeplerini oranlarıyla birlikte ayrıntılı tartışmamız gerekiyor. Burada bizim eksikliklerimiz, yetersizliklerimiz varsa ki vardır mutlaka eleştiri ve özeleştiri sürecinde değerlendireceğiz.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kürtlerin Kılıçdaroğlu’na desteğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sancar: Kürt illerinden Kılıçdaroğlu’na yüksek destek ve oy çıktığı görülüyor. Bunun en basit açıklaması seçmenlerimizin parti kararına bağlı kaldıklarının görülmesidir. Biz stratejik politik bir karar aldık. Bu kararı da kurullarımızla, yerel birimlerimizle, ittifaklarımızla ve demokrasi çevreleriyle istişare ederek aldık. Aldığımız bu kararın benimsendiği ve hayata geçirildiğini görüyoruz. Metinde belirtildi, ben bir kez da altını çizeyim: Bizim bu kararımız cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda cumhur ittifakı lehine sonuçlanmamasını sağlayan en önemli unsur olmuştur. Dolayısıyla şu an ikinci tur önümüzdeyse bu seçmenimizin stratejik politik tavrındandır.
Sonucu en çok merak edilen 10 il vardı. Deprem bölgesinde elde edilen sonuçlar sizi tatmin etti mi? Bir başarısızlık varsa bunu neye bağlıyorsunuz?
Sancar: Deprem bölgesiyle ilgili verileri ayrıntılı olarak incelemek gerektiği ortada. Seçmenlerin nerede oy kullandığı belli değil. Şehirlerine dönebildiler mi, gittikleri yerlerde mi oy kullandılar belli değil. Burada da elbette siyasi sorumluluk ve değerlendirmeye bir ihtiyaçtır. Deprem bölgesinde bu söylediğim faktörler nasıl gerçekleşmiş olursa olsun, Cumhur İttifakı’nın bu oy oranına ulaşmasının gerçek ve derin sebepleri nelerdir? Bu konuda bizler de elbette bir tartışma yürüteceğiz, daha ayrıntılı incelemeler yapacağız. Verileri bu çerçevede önümüze koyacağız. Bu sadece bizim partimizin değil genel olarak bütün siyasi aktörlerin, demokrasi güçlerinin bir görevi olarak ortada duruyor.
“Halka karşı sorumluluğumuz var”
Sonuçları başarısızlık olarak tanımladınız. Bu durum yönetimde bir değişikliğe neden olur mu?
Sancar: Elbette bütün bunlar kurullarda tartışılacak, ne gerekiyorsa yapılacak. Bütün bunların devam etmesi için önümüzde bazı belirsizlikler var, kapatma davası gibi. HDP kapatma davasının nasıl sonuçlanacağını bilmiyoruz. Kongre sürecinin işletilmesi için de bu belirsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. Kongre öncesi konferans süreçlerimiz var. Çeşitli kurullarımız var, görevlerini yapacaklardır. Burada yönetimin bir sorumluluğu vardır elbette. Partinin seçilmiş organları ve temsilcileri, eş genel başkanlar ve eş sözcüler dahil herkes bu süreçten sorumluluktan pay alır. Bütün bunları konferanslarda ve kongre süreçlerinde değerlendireceğiz. Bizim siyasi geleneğimizde sorumluluktan kaçma durumu olmaz. Halka karşı sorumluluğumuz var. Sorumluluğumuz topluma ve tarihe karşıdır. Eğer sorumlulukların gerekleri bütün bu tartışmalar sonucunda belirlenirse de bunların gerekleri yerine getirilir.
Sinan Oğan’ın ikinci turda belirleyici olacağı görülmeye başladı. Oğan ve ittifakının HDP’ye karşı tutumu da malum. Buna rağmen HDP ikinci turda nasıl bir tutum sergileyecek?
Sancar: Bütün bunları kurullarımızda tartışacağız. Yarın MYK’mızı topluyoruz, ikinci turda ne gibi dinamikler olduğunu da tartışacağız. Biz tarihsel görevimizi demokratik sorumluluk bilinciyle yerine getirme kararımızı sürdürüyoruz. Bu faktörleri tartıştıktan sonra ikinci tura dair çalışma programımızı da tartışıp kamuoyuyla paylaşacağız.