Avrupa Konseyi’nin ‘Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi’ başlıklı hazırladığı raporunda, “En yüksek siyasi ve kamu düzeyi de içinde olmak üzere, Türk toplumunda kadına yönelik şiddeti teşvik eden, kadın rollerine ilişkin yerleşmiş, kısıtlayıcı ve kalıplaşmış görüşlerin devam etmesinden dolayı ciddi endişe duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Kadına yönelik şiddet olaylarının cezasız kalmasından endişe duyulduğu’ ifade edilen raporda, ‘kadına yönelik şiddet vakalarının etkin bir şekilde soruşturulduğuna dair yeterli veri veya kanıt olmaması’ ise eleştirildi.
Şiddet mağdurları şikayet etmekten korkuyor
Damgalanma, korku, ekonomik bağımlılık, okuma yazma bilmeme, intikam korkusu, dil sorunu ve kolluk kuvvetlerine yönelik güvensizlik gibi hususlar dolayısı ile şiddet mağdurlarının şikayetlerini etkili bir biçimde yapamadığının altı çizilen raporda, cinsel taciz ve tecavüz şikayetlerinin zorlukla rapor edilebildiği kaydedildi.
Tecavüzün, mağdurun ‘suçu’ olduğu ve ‘ailenin namusunu kirlettiği’ şeklindeki yanlış algılamaya dikkatleri çeken rapor, bu çarpıtılmış şiddet anlayışının tecavüz mağdurlarının yeniden cezalandırma ve yeniden şiddete uğrama riski ile karşı karşıya bırakıldığı uyarısında bulundu.
Türkiye’de kadınların yüzde 25’inin 18 yaşına erişmeden zorla evlendirildiğini belirten raporda, bu oranın kırsal kesimlerde yüzde 32 oranına çıktığı vurgusu yapıldı.