Konu ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan Atalık, devletin daha fazla ürün ulaştırmayı hedeflemesi durumunda yeni yerler açmak zorunda olduğunu da hatırlattı ve şu değerlendirmede bulundu: “Bu yolla halka daha fazla ürün ulaştırmayı hedeflerseniz yeni yerler açmak zorundasınız. Açtığınız yerde personel çalıştırmak, vergi, sigorta ödemek, yani diğerlerinin yaptığı masrafları yapmak zorundasınız. O zaman yine fiyat yükselecek. Dolayısıyla tanzimler, seçim nedeniyle yapılmış bir uygulamadır ve büyük ihtimalle daha sonra ortadan kaldırılacaktır.”
Üreticiyi daha da kötü noktaya getirecek
Tanzim satışlarının yaygınlaştırılmasının üreticinin üretimine ne gibi etkileri olacağı konusunda ise Atalık şu ifadeleri dile getirdi: “Bilakis daha kötü noktaya getirecek. Zira diğer marketler -tekel yaratıp üzerine fahiş fiyatlar getirenleri bir kenara bırakıyorum- namusuyla çalışan esnaf ne yapacak; ‘Kardeşim sen bana 4 liradan getiriyorsun, tanzimde 3 liraya satılıyor. Benim 4 liranın üzerine 2 lira koymam lazım masraflarımı çıkarabilmem için. Bana bunu 4 liradan değil de, 1.5 TL’den ya da 2 TL’den ver. Ben de 3 TL’den satmak istiyorum!” Bu sefer o sistem gidecek çiftçiye ne diyecek; ‘Kardeş ben senin ürününü 2 TL’den alıyordum ama sen de bana 75 kuruştan satacaksın ki ben de ürününü pazarlayabileyim.’”
Atalık’ın konu ile ilgili olarak verdiği bilgilere göre Türkiye tarımsal desteğe bütçesinin yalnızca yüzde 1’ini bile ayırmazken, AB bütçesinin yüzde 45’ini tarım politikaları için harcıyor.
Olan yine çiftçiye olacak
Uygulamadan en çok -tanzim satışlarıyla desteklenmesi planlanan- çiftçilerin zarar göreceğine de dikkat çeken Atalık şu ifadeleri kullandı: “Şimdi herkes bekleyiş içinde, seçimden sonra bu sistem muhtemelen bitecek. Sistem böyle devam ederse de çiftçinin üretimine bir baskı unsuru olarak yansıyacak. Zaten kazanamayan çiftçinin daha da hızlı alanı terk etmesine yol açacak. Oldukça sınırlı sayıda tüketici memnun olurken, gelecek için daha büyük sıkıntıları beraberinde getirecek.
Çiftçi kredi almasını da durdurmuş vaziyette. Tarım desteğinden aradığını bulamayıp kredilere yönelmesi bir nebze nefes aldırırken, kredinin sabit kalması ve artık kredi dahi kullanmıyor olması da tarımımız açısından bir risk.”