HaberlerSoğan fiyatları kim veya kimler tarafından belirleniyor!

Soğan fiyatları kim veya kimler tarafından belirleniyor!

- R E K L A M -

Soğan fiyatları kim veya kimler tarafından belirleniyor!

Son 6 ay içerisinde soğan fiyatlarında meydana gelen artışlar, “depolarda stokçuluk yaparak piyasa fiyatını yükseltme” tartışmalarını da beraberinde getirdi.

Net rakamlar bilinmemekle birlikte Türkiye’nin yıllık ortalama 2 milyon ton soğan ürettiği ve bunun 1 milyon 700 bin tonunu tükettiği tahmin ediliyor.

BBC Türkçe ‘ye konuşan tarım uzmanlarına göre, bu yıl içerisinde soğan fiyatlarında meydana gelen artışın birçok sebebi var. Uzmanlar bu radikal artışı yalnızca “stokçuluk” ile açıklamanın mümkün olamayacağını, depolara yönelik olarak gerçekleştirilen baskınların da soruna uzun vadede çözüm getiremeyeceğini ifade ediyor.

Nisan ayına kadar satmak üzere soğanlarını depolarda muhafaza eden Polatlı üreticisi ise soğan üzerinde yaşanan tüm bu tartışmalardan dolayı oldukça endişeli durumda.

‘Sorun, soğanın depolanması değil’

Tarım yazarı Abdullah Aysu’ya göre, soğanda meydana gelen fiyat artışının iki temel sebebi var.

Üreticiden tüketiciye gelen ürünün ortalama 6-7 durakta el değiştirdiğini ve bu sebeple de fiyatının katlanarak arttığını söyleyen Aysu, üretici ve tüketici arasındaki zinciri kısaltmayan hiçbir çözümün kalıcı olamayacağını savunuyor:

“Çiftçi üretir, tüccar tarladan alır ve o ilin haline götürür; oradan sevkiyatçı alır nakleder ve hangi ilde satacaksa o ilin haline gider; o ilin halindeki komisyoncu bunu alır ve manava/markete verir, son olarak tüketiciye ulaşır.”

“Her bir aşamada kişiler kendi kazancını, devlet de vergisini koyar ve dolayısıyla fiyat yükselir. Bu mekanizma böyle devam ettiği sürece istediğiniz kadar stok baskını yapın, çözemezsiniz. Aracıları aradan çıkaracak şekilde bir temas sisteminin oluşturulması şart.”

Tarım yazarı Abdullah Aysu konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamasına, “Büyük tüccarlar çok miktarda ürünü topluyor, depoluyor ve haldeki komisyoncu ile direkt bağlantılı olarak fiyat istediği gibi yükseltip düşürebiliyor” şeklinde devam ediyor.

Tonlarca soğanın tüketiciye ulaşmadan önce depolarda tutulması doğal olsa da, esas sorun bu işlemin belli tüccarlar arasında tekelleşmesinde başlıyor.

Aysu, “Soğanı depolamak zorundalar ama soğan az elde toplandığı zaman fiyatlar yüksek olur. Ülkenin günlük ihtiyacı kadar göndermez de bunun yarısı kadar gönderirsen, arz-talep ile fiyat tabii ki yükselir. Mevcut soğan tüccarı bunu böyle yapmasa fiyatlar böyle uçmaz” diye konuşuyor.

Fakat Aysu’ya göre depolara yönelik olarak gerçekleştirilen baskınlar fiyatları görece olarak düşürmekten öteye geçmeyecek ve kalıcı bir çözüm sunmayacak:

“Baskınlar yapılır, birkaç kamyon fazla gider, fiyat görece olarak düşürülür ama daha sonra bu düzenek tekrar kurulur. Sistemin kendisi bozuk, üretimden pazarlamaya olan zincir kısalmadıkça sürece baş edemezsiniz.”

‘Üreticiden tüketiciye zincirin her halkası denetlenmeli’

BBC Türkçe’ye konuşan üreticiler ve tüccarlar bu sene soğan rekoltesinin düşük bir şekilde gerçekleştiğini ve ayrıca depolarda çürüyen soğan oranının geçen yıllara oranla daha fazla olduğunu ifade etti.

Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım ise konu ile ilgili olarak, soğanın fiyatının yükseleceği beklentisiyle bazı tüccarların “ürününü bekletmeyi” tercih etmiş olabileceği yönünde açıklamada bulunuyor:

“Küf hastalığından dolayı depodaki soğanın yüzde 25-30’unun çürüdüğünden bahsediliyor. Bu da insanları fiyatlar artacak diye beklentiye sokuyor. ‘Ben şimdi 3-4 liraya soğan satacağıma Ocak ayında 7-8 liraya satarım’ diyerek ürününü satmayanlar mutlaka vardır. Bu beklentinin bir şekilde kırılması gerekiyordu, hükümet de baskın yaparak bunu kırmaya çalışıyor.”

Yıldırım’a göre soğan üreticileri hariç üreticiden tüketiciye “zincirin her halkasının denetlenmesi gerekiyor”:

“Tarım Bakanlığı verilerine göre, 2014 yılından bu yana son 5 yılda Türkiye’de soğan üreten çiftçi kilosu 80 kuruşun üzerine hiç ürün satmadı. Yani hiçbir yıl fiyat artışı üreticiden kaynaklanmıyor. Ki çiftçi hasadını yaptı ve ürününü çoktan sattı, şu anda elinde soğan da yok.”

“Depoların olduğu gibi marketlerin de denetlenmesi gerekiyor. Depodan veya üreticiden ne kadara çıktı bu ürün, market ne kadara satıyor? Örneğin büyük market zincirleri hal yasasına dayalı olarak üreticiden doğrudan ürün alabiliyor, dolayısıyla onlar da kendi depolarında bu ürünü alıp normalde daha uygun fiyata satması gerekirken daha yüksek satıyorlar.”

‘Her sene hasadın ortalama yüzde 15’i deporlarda kaybediliyor’

Türkiye’de soğan üretiminde bir miktar yerli, bir miktar da ithal tohum kullanılıyor. Soğan üreticileri arasında ithal tohumlarda hastalığın daha yaygın olduğu konuşuluyor.

Diğer taraftan soğanın birçok çeşidi bulunuyor ve her birinin hasat zamanları farklılık gösterir durumda. Fakat bu yıl iklim değişikliğinden ötürü farklı tipte soğanlar aynı zamanda hasat edilmek zorunda kaldı.

Yıldırım, bu durumun depolardaki soğanlarda baş gösteren küf hastalığını artırdığını anlatıyor:

“Soğanın bir bölümünün 100 günde, bir bölümünün 120 günde, bir bölümünün ise 140 günde hasat edilmesi gerekiyor. Fakat bu sene iklim değişikliğine bağlı olarak hasat çok gecikti ve soğanların neredeyse tamamı 140 günü geçtikten son hasat edilebildi.”

“Farklı tipteki soğanlar aynı ortamda depolanıyor ancak erken hasat edilmesi gerekirken bekleyen soğan daha erken filizlenmeye başlıyor. Dolayısıyla nem artıyor ve depodaki diğer soğanlardaki hastalığı artırıyor.”

Bu şekilde her sene gerçekleştirilen hasadın ortalama olarak yüzde 15’ini depolarda kaybedildiğini ifade eden Yıldırım, soğanın fiyat artışının önüne geçebilmek adına lisanslı ve modern depoların kurulması gerektiğini söylüyor.

‘Ankara’da 11 tane kaçak depo var’

Ankara Sebze Meyve Komisyoncular Dernek Başkanı Ceyhan Gündüz, “Ankara hali esnafının değil stok yapmak, yarınki ödemesini yapacak imkanı yok. Bu ürünleri bir depoda saklamak zorundayız” açıklamasında bulunuyor.

Ankara halinin stokçu tespit etmek için gelinecek “son yer” olduğunu savunan Gündüz, fiyat artışının sebebinin tüccarlar olduğu görüşünde:

“Hal esnafından önce tüccar var. Ellerinde çok mal olan tüccarlar, bir takım spekülasyonlarla soğanın ileriki aylarda fiyatının artacağını söylüyorlar. Hal esnafı zaten her şeyi faturalı alıp satıyor. yeni çıkacak hal yasasıyla tüccarlar aradan çıkarılacak. O zaman bunlarla karşı karşıya kalmayacağız.”

Gündüz, Ankara’da adresi ve faaliyetleri bilinen 11 adet kayıt dışı patates soğan deposu olduğu öne sürüyor:

“Tüccarlara ait bu depoların hiçbirinin kanunen toptan mal satma hakları yok. En büyük sıkıntı bunlardan kaynaklanıyor. Halciler kayıt dışı olan bu depolardan ürün alamaz; onlar seyyara, pazarcıya ve market zincilerine satış yaparlar ama piyasa fiyatını önemli ölçüde belirlerler.”

Polatlı üreticisi: Stokçu değil tedarikçiyiz

Türkiye’deki soğan üretiminin yüzde 20’si Polatlı’da gerçekleşiyor. Polatlı’daki soğan üreticilerinin önemli bir kısmı, kendi depolarında muhafaza ettiği mahsülünün ticaretini de kendisi yapıyor.

Polatlı’da bir araya geldiğimiz üreticiler, soğan özelinde yaşanan “stok” tartışmalarını şaşkınlıkla izlediklerini ve “stokçu” diye tabir edilmekten rahatsız olduklarını dile getiriyor.

Önce soğanın neden depolanması gerektiğini anlatıyor, ardından da “Biz bunu Polatlı’da 20 senedir yapıyoruz, neden şimdi stokçu olduk” diye soruyorlar:

“100 ton soğan bulunca sanki ya bir suçlu ya da uyuşturucu yakalamış gibi haber yapıyorlar. Şaşırıp seyrediyoruz. Televizyonda seyrettiğiniz depoların hepsi tedarikçi, hiçbiri de stokçu değil. Her gün 3-4 araba soğan yükleyen arkadaşlarımız, hepsini tanıyoruz.”

Üreticilerin hiçbiri haberde isminin yer almasını istemiyor.

Son 10 gün içerisinde Polatlı’ya birçok medya kuruluşunun gelip “yalan haber” yaptığını söyleyen çiftçilerden biri, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor:

“Bir televizyon kanalı depoma geldi, röportaj yaptık. İşleri bittikten sonra dediler ki, ‘Bir de deponun kapısını kapatın, kenara çekilin, öyle çekelim’. Biz de söyledikleri gibi kapıları kapattık, kenara çekildik ki çekim yapsınlar.”

“Sonra akşam haberleri izlerken bir baktık, benim depomu gösterip ‘Stokçular depoyu kilitleyip kaçmışlar’ yazıyor. Gözlerimize inanamadık. Halbuki biz oradaydık, satış yapıyorduk, kendileri bize kapıyı kapatmamızı söyledi. Bu kadar da sahtekarlık olur mu?”

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

Son Dakika

Domuz kalbi nakledilen ikinci hasta da hayatını kaybetti

20 Eylül gününde genetiği değiştirilmiş domuz kalbi nakledilen Amerikalı Lawrence Faucette, 40 gün sonra hayatını kaybetti.

Turistik Doğu Ekspresi’nin biletleri 6 bin ila 12 bin 500 lira olarak açıklandı

Turistik Doğu Ekspresi biletleri satışa çıkarıldı. 11 Aralık gününde başlayacak olan seferlerin fiyatı bu yıl 6 ila 12 bin 500 lira olarak belirlendi

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’tan Can Atalay açıklaması: Yargı bağımsız, tarafsız en doğru kararı verecektir

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TİP milletvekili Can Atalay’ın tutukluğuna ilişkin ‘tarafsızlık’ diyerek yorum yapmaktan kaçındı.
- R E K L A M -

İlginizi Çekebilir

Eren Düzenli, İzmir Devlet Senfoni Orkestrası ile birlikte çalacak

50'nci sanat sezonunda birbirinden değerli şef, solist ve müzisyeni sahnesinde ağırlayan İzmir Devlet Senfoni Orkestrası, 15 Kasım Cuma, saat 20.00’da şef Christoph Mathias...

“Yarışı önde götürdüğüm için saldırıyorlar”

İstanbul Barosu Başkan adayı Ali Gürbüz,  sosyal medya hesabı üzerinden kendisi hakkında çıkan iddialara ilişkin açıklama yaptı. Sosyal medya...

Domuz kalbi nakledilen ikinci hasta da hayatını kaybetti

20 Eylül gününde genetiği değiştirilmiş domuz kalbi nakledilen Amerikalı Lawrence Faucette, 40 gün sonra hayatını kaybetti.

Turistik Doğu Ekspresi’nin biletleri 6 bin ila 12 bin 500 lira olarak açıklandı

Turistik Doğu Ekspresi biletleri satışa çıkarıldı. 11 Aralık gününde başlayacak olan seferlerin fiyatı bu yıl 6 ila 12 bin 500 lira olarak belirlendi
- Advertisement -spot_imgspot_img

Çok Okunanlar

Mayhem İstanbul'da

Dünyaca ünlü black metal grubu Mayhem 10 Ocak 2020 günü İstanbul'da konser verecek.

Adana tiyatroya doyacak!

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde 21’inci kez perdelerini açan Devlet Tiyatroları-Sabancı Uluslararası Adana Tiyatro Festivali, bu yıl yurtdışından 8 tiyatro, yurtiçinden ise 7 devlet tiyatrosu, 2 şehir tiyatrosu ve 14 özel tiyatronun katılımı ile toplam 31 farklı oyununa ev sahipliği yapacak.
- Advertisement -spot_imgspot_img

Bunlar da ilginizi çekebilir
Sizin için seçtiklerimiz