Kendisini ‘antinatalist’ ifadesi ile tanımlayan Samuel, Hindistan’da yayınlanan The Print dergisine verdiği röportajda, “Bu dünyada acı çekecekleri bilinerek çocuklar dünyaya getiriliyor. Bu doğru değil” diyor.
Anne ve babası ile ilişkisini ‘son derece iyi’ şeklinde tanımlayan Samuel yine de “Hiçbir çocuk anne ya da babasına hiçbir şey borçlu değildir” diyor:
“Annemi de babamı da seviyorum. Çok iyi bir ilişkimiz var. Ama sırf kendi bencil zevkleri için beni dünyaya getirdiler. Bu zamana kadar çok da rahat bir hayat yaşadım. Ancak kimsenin rızasını almadan başka birisini eğitim, iş, kariyer, aile kurmak gibi baskıların altına sokma hakkı olamaz.”
Samuel’e göre anne ve babalar yuvalarına neşe getirdiği için çocuklarına karşı kendilerini borçlu hissetmeli.
Hindistan’da toplumun gençler üzerinde çocuk yapmaları adına büyük bir baskı kurduğunu savunan Samuel, “Kimseye fikirlerimizi dayatmak istemiyoruz. Ama içinde yaşadığımız dünyaya yeni bir çocuk getirmek doğru seçenek değil” diyor.
Samuel, ‘Çocuksuz Hindistan’ adlı blogunda geçen ay içerisinde kaleme aldığı bir yazısında, “Bu dünyaya daha fazla çocuk getirerek çevresel ve sosyal çöküşü hızlandırmalı mıyız? Bizler çocuk yapmama kararı almış kişileriz. Bizler Çocuksuz Hintlileriz!” demişti.