Özel bir okulda edebiyat öğretmenliği yapan Açıkgöz, 14 ocak gününde eşarp ile evindeki su borusuna asılı hale bulunmuştu. Öğretmenin cenazesi, otopsinin sonrasında Orta ilçesinde toprağa verilmişti.
Gazetecilere yönelik olarak açıklamalarda bulunan anne Nazlı Açıkgöz, kızının cenazesini kendisinin yıkadığını, yüzünde, kalçasında ve vücudunun üç yerinde morluk gördüğünü belirtti. “Boynunun arkası kırılmış, yüzünde çizik vardı. Parmakları kırık” diyen anne, erkek arkadaşı M.M.’nin kızını tehdit ettiğini dile getirdi.
Nazlı Açıkgöz, M.M.’in kızına, “Sen ölmeyi hak ediyorsun, sen öleceksin, sen yalnız evde öleceksin” diye mesaj attığını belirterek, kızının arkadaşlarına mesajları polise göstermelerini söylediğini anlattı.
Tuğba Açıkgöz’ün ablası Munise Açıkgöz, M.M.’nin psikolojik sorunları olduğunu, daha önce kardeşini darp etiğini ifade ederek, “Kardeşimin vefatından sona vücudunda morluklar olması ve parmaklarında kırıklar olması bu durumu doğruluyor” dedi.
Aile şikayetçi
Munise Açıkgöz polis ekiplerine verdiği ifadesinde, komşuların olay gecesi evden tartışma sesleri geldiğini anlattığını ifade ederek M.M.’den şikayetçi oldu.
Tuğba Açıkgöz’ün kardeşi Abdulsamet Açıkgöz, “İntihar süsü verilerek cinayet işlendiğini düşünüyorum. Delillerin toplanmasını, soruşturmanın genişletilmesini istiyorum” dedi.
Soruşturma kapsamında olay ile ilgili olarak M.M.’nin ifadesine başvurulduğu, daha sonrasında ise serbest bırakıldığı öğrenildi.
Ailenin avukatı şüphelendikleri durumları anlattı
Ailenin avukatı Alper Sarıca, olaydaki şüpheleri şu ifadeler ile dile getirdi: “Başörtüsü kullanmayan, saçı açık ve makyajlı bir kadının evinde pazardan satılan eşarbın bulunması ilginç. Yine, parmakları kırık bir kişinin düğüm atıp kendini asması da garip. M.M. isimli kişi pazartesi günü Tuğba’yı en son gören kişi. M.M. eve hiç gitmediğini söylüyor ancak normalde de haftanın yedi günü orada kalıyor. Salı günü ölüm saati 10:00 görünüyor normalde. Ancak saat 10:00’da ailesiyle kahvaltı yapmaya ailesinin bulunduğu eve gidecekti. Annesi ulaşamayınca saat 11:24’te arkadaşını arıyor. Arkadaşı da ulaşamıyor. Saat 11:57’de M.M.’ye ulaşılıyor. M.M., ‘Tuğba’dan haberi olmadığını, Ankara’da havaalanı yolunda bulunduğunu’ söylüyor. Ancak aradan 20-30 dakika geçtikten sonra eve geliyor.
Yine, Tuğba’nın kendini astığı söylenen su borusu Tuğba’nın boyu kadar. Ayakları yere değiyor. Bir de ona rağmen asılı yerin yanında ters çevrilmiş bir kova var. Eşarbın üzerinde ve evde parmak izi incelemesi yapılması gerekir. Yine M.M.’nin telefonunun sinyal verdiği baz istasyonu kayıtlarının, ölüm saatinde nerede olduğu ile ilgili savunmasıyla örtüşüp örtüşmediği değerlendirilebilir.”