Mansur Yavaş Fox TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Yavaş kendisine yöneltilen sorulara özet olarak şu yanıtları verdi:

“Her biji Mansur’ diye duvarlara yazı yazanlardan Ankara adına hesap soracağım.

Bana sahte senet verdiğini ben ispatladım ve o kişi ceza aldı. Ben neden o senedi sahte vereyim. Kamuoyunda bilinen bir imajım var götürüp bile bile sahte senetle iş yapar mı? Bu şahsı şikâyet eden benim.

-Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Yargının Yavaş’la ilgili kararı kenara konulacak bir şey değil. Bu seçime böyle girebilse dahi seçimden sonra çok ciddi bir bedeli kendisi ödeyeceği gibi Ankaralı hemşehrimizi de ödetme durumuna düşürür” sözlerinin hatırlatılması üzerine- Benimle ilgili açılmış hiçbir soruşturma yok. Erdoğan en azından bana bir sorsa. Basının bu şekilde iddialarda bulunması Allah’ın da gücüne gider.

Bazı kanallar Mansur Yavaş’ın bilgisayarında müstehcen görüntüler var diye yayınlıyorlar. Ben bir şey diyemiyorum gerçekten. Herhalde rakibi zayıf buldular, bakanlar hepsi sıraya girdi. İki kişinin arasındaki yargılama kimi ilgilendirir bu kadar.

Önce yargısız infazı basında yaptılar, şimdi yargı kısmına geldi. Savcılık soruşturma başlatmadan onların verdiği dilekçe bazı basın organlarında konuşuluyor. Bunu bir yerden hatırlıyoruz değil mi. İş neye döndü biliyor musunuz tekzibimiz pinpon topu gibi geri dönüyor.

Akılalmaz suçlamalar. Belediyenin bazı görevlileri var işçileri sağa sola götürüyorlar. Onları öyle yöneten bana Twitter’dan hakaret edenlere hesabını soracağım.

HDP’ye oy veren seçmene bu kadar yüklenmek yersiz. Bunlar yarın öbür gün başka bir partiye de oy verebilir diyorum. Ben 6 milyon Ankaralının oyuyla seçileceğim. Neden sizin oylarınızla seçileyim? HDP’ye oy veren seçmen yarın MHP’ye bile oy verebilir. Siz bunları vatan haini olarak gösteremezsiniz diyorum. “HDP’liler rehabilite edilmeli” derken dilim sürçmüş olabilir.

Son benim yaşadıklarıma bakarsanız. Dilekçe veriyorum, Ankara adliyesinde şahit olduğumuz, bizimle ilgili verilen dilekçelere bakıyorum, çok üzülüyorum. Bütün dünya bunu izliyor, bunun bize nasıl döneceğini biliyor musunuz? Yarın dövizin fırlaması, ekonomiye, yargıya hiç kimsenin güven duymaması…

Ankara’daki en büyük problem açlık, işsizlik, işten çıkarmalar. Biz bunları anlatıyoruz diyorlar ki projesi yok. Bunu onlara gösterelim, Yüzüncü Yılda 100 proje.

Çekilme olmaz da şunu yapmaya çalışıyorlar, seçilse bile çalıştırmayız. Ama sokakta tamamen tersine döndü bu iş. Tehditler baskılar bunların hepsinin tersine döneceğini düşünüyorum. Meydanlarda sadece ekonomi konuşuyorum. Ankara’yı sadece nasıl zengin edeceğim. Ekonomik sorunların nasıl karşısına çıkacağım.

Tabi ki mağdurum, zerre kadar suçu olmayan bir insanı itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlar. Allah’a havale ediyorum.

Benim rakibim yirmi tane oldu bin tane oldu. Benim yargılattığım insan sanki zannedersin ki hepsi yan yana gelmiş ateş etmek için bekliyorlar aynı muamelenin başkalarına da yapılmasını isterim.

Artık çılgın projelerden Türkiye bıktı. Fuar alanını bir gün önce bitirmek. Turizmle ilgili istihdamlarım var. En büyük projem Ankara’da Kızılırmak suyu var. Gerede’den su akıttılar boşa çıkıyor. Su borusunun boşa gitmemesi için akıtılması gerekiyor. Biz bunu Gölbaşı Bala arasında 1000 kilometrekarelik bir alanda sulamada kullanacağız. Ankara’yı besler Türkiye’yi besler.”