Y. İ. isimli çocuk, “İstismara uğrayan en az 30-35 çocuk var. Bazı arkadaşlarımız eğer konuşurlarsa hocanın cinlerinin kendilerine musallat olacağını söyleyip susuyorlar” dedi. 13 yaşındaki İ.T, hocaları tarafından çekiçler ile dövüldüklerini dile getirdi.
Ümraniye’de ruhsatsız bir şekilde faaliyet göstermekte olan Fıkıh-Der’e ait yatılı Kuran kursunda çok sayıda çocuğun istismara uğradığının ortaya çıkmasının sonrasında mağdur çocuklar savcılığa giderek yaşadıklarını anlatıp şikayette bulundu, soruşturma kapsamında 3 sanık tutuklandı.
Cumhuriyet’ten Seyhan Avşar’a yaşadıkları olay ile ilgili olarak açıklamalarda bulunan mağdur çocuklar ve aileleri şunları anlattı:
Kuran kursuna lise 1. sınıfta başladığını ifade eden Y. İ. kursta kaldığı süre içinde kurs sorumlusu Ömer I.’nın bazı çocukları seçerek kayırdığını, daha sonrasında ise kayırdığı bu çocukları odasına çağırdığını belirtti.
“Her şey masajla başlıyordu” diyen Y. İ., “Hoca odasına çağırarak kendisine masaj yaptırıyordu. Daha sonra farklı yerlerine dokunduruyordu. Bana da yaptırdı. Ancak daha ileriye gidemedi. M. E. Ö. isimli çocuğun, hocalarla aynı yatakta yattığını, sabah kalkıp duş aldıklarını, daha sonra ise namaz kıldıklarını çok gördüm. Ancak bu çocuk önce tüm yaşadıklarını anlatmasına rağmen, daha sonra şikâyetçi olmadı. Kurstaki diğer çocuklar da yaşadıklarını anlatıyordu. Ancak bizim şikâyetimizin ardından onlar karakolda aksini iddia ettiler. Konuşmayan en az 30 arkadaşımız var. Kendilerine hocanın cinlerinin musallat olacağını söyleyip susuyorlar. Hoca zaten verdiği derslerde sürekli cinleri olduğunu söylerdi” diye konuştu.
13 yaşında ailesi tarafından yatılı kursa gönderilen mağdur çocuk İ. T. ise kursta yaşanan olaylara ilişkin olarak şu açıklamada bulundu: “Kurs sorumlusu ve eğitmenler cinsel el kol şakaları yapıyorlardı. Göğüslerini öptürüyorlardı. Bazı arkadaşlarımızı kucaklarına alıyorlardı. İşin dayak boyutu da vardı. Çekiçlerle dövülüyorduk. Dayak yediğimiz haftalarda bizi eve yollamıyorlardı. O dönemin cahilliğiyle kursu satmayacağız diyorduk. Ailesi arkasında durmayan çocuklar daha çok dayak yiyordu.”
“Hocaları çok iyi tanıyorum, şikayetçi değilim”
Mağdur H.R.Ö.’nün babası Ertan Ö. ise yatılı kursa gönderdiği çocuğunun kurs hocalarına iftira attığını ileri sürdü. Olay ile ilgili olarak konuşan mağdur çocuğun babası, “Neden iftira attığını bilmiyorum” dedi ve “Bu hocaları çok iyi tanıyorum. Böyle şeyler yapmalarının mümkünü yok. Ben hocalardan şikâyetçi değilim. Gözümle böyle bir şey görmedim” dedi.
Ertan Ö.’nün bu skandalın ortaya çıkmasının sonrasında çocuğunun yanında duran eşiyle de defalarca kez tartıştığı ve eşini bir dönem ailesinin evine gönderdiği öğrenildi.
14 yaşındayken Kuran kursuna giden Y. İ. yaşadıklarını ailesine anlatmasının sonrasında Kuran kursundan ayrıldığı bilgisini paylaştı. Y. İ., “Daha sonra kurstan kuzenim H.R.Ö. ve diğer çocuklarla konuşunca olayın boyutlarını öğrendim. H. R.Ö.’nün babası Ertan Ö. bize inanmıyor. Ertan Ö. bir kez oğlunu dinlemiş, oğlunun vücudundaki kesikleri görmüş, çocuğunun her gece uykudan nasıl sıçradığını görmüş bir baba değil. ‘Çocuğum i…’ deyip hocaların suçsuz olduğunu iddia ediyor” dedi.
“Ailem arkamda durmadığı için…”
Mağdur çocuk H.R.Ö. ise 13 yaşında Kuran kursunda kalmaya başladığını ifade etti. Kurstan iki yıl önce ayrıldığını aktaran H.R.Ö. kurs sorumlusu Ömer I.’nın anneannesinin bir akrabası ile evlendirilecek olması sebebi ile yaşadıklarını kuzeni Y.İ. ile paylaştığını söyledi.
H.R.Ö. “Bize bunları yaşatan adam bir akrabamız ile evlendirilecekti. O an diğer hocalardan birinin kız kardeşimle evlendirilme ihtimalini düşündüm. Buna izin vermemeliydim. Yaşadıklarımı Y. İ. abime anlattım. Kursta kalan diğer çocuklar ile görüştük. Gidip şikâyetçi olduk. Benzer durumları yaşayan çok sayıda çocuk var” dedi. H. R.Ö. “Ailem arkamda durmadığı için ben ve abim çok fazla dayak yerdik” diye konuştu.