Rıfat Doğan’ın Artı Gerçek’teki haberinden edinilen bilgiye göre, Gezi Parkı eylemleri sırasında polis şiddeti nedeniyle ölen ve yaralanan hayvanları gündeme getirmek ve insan-hayvan demeden hayatını kaybedenleri anmak için eylem yapan Hayvan Hakları İzleme Komitesi Koordinatörü Burak Özgüner hakkında terör soruşturması açıldı.
Gezi Parkı eylemleri döneminde polis şiddeti nedeniyle hayatını kaybeden ve yaralanan, gözünü kaybeden insanların yanısıra bu şiddet uygulanırken etkilenen diğer canlılar da vardı. Gezi Parkı eylemleri esnasında, Burak Özgüner’in o dönem çalıştığı kliniğe ve başka kliniklere de birçok yaralı ve saldırıdan etkilenen hayvan getirilmişti.
Hayvan hakları adına eylem yapmak istediler
Bu konu o dönemde çok gündeme gelmedi. Özgüner ve arkadaşları buna dikkat çekmek istediler ve bunun için harekete geçtiler. Özgüner ve arkadaşları, hayvan hakları ihlalleriyle ilgili bir rapor hazırladılar ve Cenevre’de bulunan Uluslararası Hayvan Hakları Mahkemesi’ne başvurmak için hazırlık yaptılar. Aylar süren görüşmelerden sonra rapor tamamlandı ve grup, mahkemeye yapacakları başvuruyu duyurmak adına 28 Eylül 2013 yılında Gezi Parkı’nda bir açıklama yapmak istedi ama yine çok sert bir polis saldırısı ile karşılaştılar.
Polis, beş dakika sürecek basın açıklamasının okunmasına, insan-hayvan ayırmaksızın hayatlarını kaybeden tüm canlılar için anma yapılmasına izin vermeden önüne gelen herkesi kalkanlarla Taksim Meydanı’na doğru sürüklerken, Özgüner ile birlikte 14 kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınan kişiler sağlık kontrollerinin ardından serbest bırakıldı.
Dosya içeriği gizli tutuluyor
Gezi Parkı eyleminden yaklaşık altı yıl sonra eylemle bağlantılı olarak Özgüner hakkında “terör soruşturması” başlatıldığı ortaya çıktı. Soruşturmayı tesadüfen öğrenen Özgüner’in verdiği bilgiye göre iki avukatı aracılığıyla dosyanın içeriğini öğrenmek istedi ancak savcı, “gizlilik kararı getireceğim” diyerek soruşturma dosyasını göstermedi.
Soruşturmaya dört savcı bakıyor
Özgüner, savcılıktaki süreci şöyle anlattı:
“Bu savcıdan önce, dosya üç farklı savcıya gitmiş; bu, dördüncü savcıymış. Bir kez de ben şansımı denemek istedim. Savcıyla görüşmek istedim ama görüşemedim. Savcının kalemi ile görüşüp soruşturmanın içeriği hakkında bilgi almak istedim. Savcının kalemi, soruşturmayı nasıl öğrendiğimi, mesleğimin ne olduğunu sordu. Yolum her adliyeye düştüğünde, hakkımda yeni bir soruşturma olup olmadığını öğrenmek için adliyeden ‘genel sorgu’ alıyorum. Bu soruşturmadan de haberim öyle oldu. Savcının kalemi şaşırdı ancak bunda şaşıracak bir şey yok. Bu ülkede herkes hakkında, her an ‘terör soruşturması’ başlatılabiliyor. Israrım sonucunda, savcının kaleminden, soruşturmanın ‘Gezi Direnişi’nde Kaybettiğimiz Tüm Canlıları Anıyoruz’ çağrısı ile düzenlediğimiz basın açıklaması ile ilgili olduğunu öğrenebildim. Neyle suçlandığımı, anmanın ne şekilde terörle bağlantılandırıldığını bilmiyorum ama şaşırmadım.”
“Gezi eylemleri sonrası içişleri denetime geldi”
“Gezi ile ilgili soruşturmaların, altı sene sonra kasıtlı olarak alevlendirildiğini düşünüyorum” diyen Özgüner “Hem dayak yedik, çeşitli hakaretlere maruz bırakıldık. Polis saldırısı nedeniyle sonlandıramadığımız anmadan üç gün sonra da İçişleri Bakanlığı denetçileri, anmayı düzenleyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği’ne ‘acil’ bir denetim yaptılar. Bu girişim, açık bir ‘misillme’ idi. Tabii ki mevzuata aykırı bir durum bulunamadı. Devlet, derneği daha önceden de 1 Mayıs 2012’de terörle ilişkilendirmeye çalışmıştı ama bu yöndeki tüm çabalar başarısız olmuştu. Şiddetsizliği ve silahsızlanmayı savunan, istisnasız herkes için özgürlüğü benimseyen Yeryüzüne Özgürlük Derneği’nin terörle ilişkilendirmek istenmesi kadar saçma bir şey olamaz. O dönem basılı olarak çıkan Radikal, bizleri “Kedili Köpekli Terör Örgütü” şeklinde tanımlayarak yaşadığımız bu absürtlüğü manşetten duyurmuştu. Sivil toplumun bu denli baskılandığı bir dönemde sivil toplum faaliyeti yürütmek anlamsız geldi; Yeryüzüne Özgürlük Derneği feshehildi” ifadelerinde bulundu.
Yargılanıp beraat etmişti
2012 yılında gerçekleşen 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarında bazı banka ve şirketlerin bankamatik ve binalarına yönelik maddi hasara yol açan eylemlere karıştıkları iddiasıyla gözaltına alınan ve 5 yıldan 35 yıla kadar hapis istemi ile İstanbul 39. Asliye Mahkemesi’nde yargılanan 47 kişi beraat etmişti. Davada yargılananlardan ve beraat eden biri olan Hayvan Hakları İzleme Komitesi (HAKİM) Koordinatörü Burak Özgüner, davaya ilişkin soruşturmanın “Türkiye açısından bir utanç kaynağı” olduğunu belirtmişti.