Danıştay’ın Ayasofya’ya müze statüsü kazandıran 1934 tarihli söz konusu Bakanlar Kurulu kararını iptal etmesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yapının cami olarak kullanılmasına ilişkin kararı imzalamıştı. Kutsal mekan bugünkü cuma namazıyla 86 yıl sonra ibadete açıldı.
“Ayasofya 15 asrı aşan ömrüyle insanlık tarihinin en kıymetli ilim, hikmet ve ibadet mekanlarından biridir” diyen Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya’yı kıyamete kadar cami olmak kaydıyla vakfettiğini söyledi.
Ali Erbaş Fatih’in sözlerini hatırlattı
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, şöyle konuştu: “Bizim inancımızda vakıf malı, dokunulmazdır, dokunanı yakar, vakfedenin şartı vazgeçilmezdir, çiğneyen lanete uğrar. Dolayısıyla o günden bugüne Ayasofya, sadece ülkemizin değil, aynı zamanda ümmet-i Muhammed’in harim-i ismetidir. Ayasofya, İslam’ın engin merhametinin bir kez daha dünyaya ilan edildiği yerdir. Fetihten sonra Ayasofya’ya sığınıp, haklarında verilecek hükmü endişe içinde bekleyen ahaliye Fatih, ‘Bu andan itibaren özgürlüğünüz ve hayatınız hakkında korkmayınız! Kimsenin malı yağma edilmeyecek, kimse zulme uğramayacak, hiç kimse dininden dolayı cezalandırılmayacaktır’ demiştir ve öyle de yapmıştır. İşte bu vesileyle Ayasofya, inanca saygının ve birlikte yaşama ahlakının sembolü olmuştur.”
Erbaş’ın hutbe esnasında elinde kılıç tutması dikkatleri çekti. Diyanet TV’deki bilgilere göre Osmanlı geleneğinde sağ elde kılıç bulunması düşmana korku vermeyi, sol elde tutulan kılıç ise dosta güven vermeyi simgeliyor.
Bugün Ayasofya’da çekilen videoda Erbaş’ın kılıcı bazen iki eliyle birlikte, bazen de sol eliyle tuttuğu görüldü.
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Ayasofya’nın ibadete açılmasının, ‘tarihi müktesebatına vefanın gereği olarak, beş asır boyunca müminleri bağrına basan mukaddes bir caminin, asli vasfına dönüştürülmesi’ olduğunu söyledi.
Erbaş şöyle devam etti: “Ayasofya’nın ibadete açılması, başta Mescid-i Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün mahzun mescitlerinin ve mazlum müminlerinin can suyuna kavuşmasıdır. Ayasofya’nın ibadete açılması, iman ve vatan sevdasını her şeyin üstünde tutan aziz milletimizin, köklerinden aldığı manevi güçle sağlam bir istikbali inşa etme azmidir.”
Hutbesinin sonunda “Bu şerefli mekandan bütün dünyaya seslenmek istiyorum” diyen Erbaş, şunları kaydetti:
“Ayasofya Camii’nin kapıları, tıpkı Süleymaniye, Selimiye, Sultanahmet ve diğer camilerimiz gibi, hiçbir ayrım gözetmeksizin Allah’ın bütün kullarına açık olacaktır. Ayasofya Camii’nin manevi atmosferinde inanca, ibadete, tarihe ve tefekküre uzanan yolculuk inşallah kesintisiz devam edecektir. Cenab-ı Hak, şanlı tarihimizde mümtaz bir yeri, gönüllerimizde müstesna bir değeri olan Ayasofya Camii’ne hakkıyla hizmet etmeyi bizlere nasip eylesin. Ayasofya gibi serapa ihtişam olan bir cami-i şerife hakkıyla ihtiram göstermeyi bizlere lütfeylesin. Kültürümüzün ve kimliğimizin korunmasında, Ayasofya Camimizin yeniden ibadete açılmasında emeği geçen bütün devlet büyüklerimizi, dua eden, sevincimizi paylaşan herkesi, sevdiği ve razı olduğu kullar zümresine ilhak eylesin.”