Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın yaptığı habere göre Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Kanal İstanbul’un ÇED süreci içerisinde 27 Şubat 2018 tarihinde DHMİ’den görüş aldı.
DHMİ, 15 Mart 2018 tarihinde bakanlığa gönderdiği söz konusu görüşünde, Kanal İstanbul’un proje alanının İstanbul Havalimanı’nın batıdaki pistinden geçtiğini, “diğer alanların ise yaklaşma-kalkış yüzeyi, iç yatay yüzey ve konik yüzeyde kaldığı” bilgisini paylaştı.
“Havalimanının uçuşa açılması imkansız olur”
“Kanal İstanbul ve İstanbul Yeni Havalimanı projeleri birbirine zarar verici değil, tamamlayıcı olmalıdır” ifadelerine yer verilen yazıda, Kanal İstanbul projesi ile havalimanının uçuşa açılmasının imkansız olacağı ifade edildi. Havalimanı 29 Ekim 2018 tarihinde açılmıştı.
Söz konusu yazıda, tüm pistlerin kullanıma açıldığında gün içerisinde 3 bin 500 uçak trafiğinin olacağı öngörülen havalimanına ‘gölge düşürmemesi’ açısından Kanal İstanbul projesinin uygun görülmediği ifade edildi.
DHMİ’nin yazına düzeltme geldi
Ancak DHMİ, 22 Mart 2018 tarihinde, ilk yazısından sadece bir hafta sonra bakanlığa ikinci bir yazı göndererek Kanal İstanbul hakkındaki görüşünü değiştirdi.
İkinci yazıda, ilk yazıdaki görüşlerin sehven yazıldığına dikkat çekilerek ÇED sürecine ilişkin çalışmaların devam ettiği, nihai görüşün detaylı değerlendirmeden sonra bildirileceği aktarıldı.
Bundan beş gün sonra, 27 Mart 2018 tarihinde yazılan söz konusu yazıda da Kanal İstanbul’un havalimanını etkileyemeyeceği ifade edildi: “Kanal İstanbul projesinin, proje alanlarının bir kısmının işletme envanterimizde bulunan Atatürk Havalimanı Mania Planı dahilinde, bir kısmının ise İGA işletmesinde bulunan İstanbul Yeni Havalimanı Mania Planı dahilinde kaldığı tespit edilmiş olup, yapılaşma planlarında Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü onaylı güncel Atatürk Havalimanı Mânia Planı ve İstanbul Yeni Havalimanı Mania Planı kriterlerine uyulması, kanal aydınlatmasında uçakları yanılgıya düşürecek herhangi bir sistemin kullanılmaması gerektiği Genel Müdürlüğümüzün görüşüdür.”
‘Çılgın proje’ Kanal İstanbul
Marmara Denizi ve Karadeniz’i birleştiren yapay su yolu projesi Kanal İstanbul, tanker ve yük gemilerinin yarattığı deniz trafiği yükünü İstanbul Boğazı’ndan alternatif bir güzergaha kaydırmayı amaçlıyor. Ancak projeyle doğanın tahrip edileceği ifade ediliyor.