CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç, Kılıçdaroğlu’na Çubuk Akkuzulu Köyü’nde yapılan saldırının ardından oluşturdukları komisyonun raporuna ilişkin, bazı komisyon üyeleriyle TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Kendisinin başkanlık ettiği komisyonun hazırladığı “21 Nisan 2019 Çubuk Linç Girişimi Raporu”nu gösteren Özkoç, komisyon olarak, olay yerindeki bütün görüntü kayıtlarını, fotoğraf ve tanık ifadelerini incelediklerini, devlet töreni yönetmelik, yönerge ve teamüllerini araştırdıklarını, mevcut tablo ile olması gerekeni karşılaştırdıklarını anlattı.
Özkoç, süreçteki tutarsızlıkları, aksaklıkları, yanlışları ve kast taşıyan noktaları ortaya koyduklarını, raporda ayrıca profesyonel olarak hazırlattıkları Adli Bilirkişi Raporu’na, Sosyal Medya Raporu’na, ele başı olarak öne çıkan 47 şüphelinin ifade tutanaklarına ve hukuki değerlendirmeye yer verdiklerini söyledi.
Rapor çalışmalarına paralel olarak da Kılıçdaroğlu’nun tören alanına girdiği andan, evden çıkarıldığı dakikaya kadar her adımını kesit analizleriyle ortaya koyan bir belgesel hazırladıklarını belirten Özkoç, “Rapordaki somut delil ve tespitler ile belgeseldeki açık görüntüler, Genel Başkanımıza yönelik planlı bir linç girişiminin gerçekleştirildiğini ortaya koymaktadır.” dedi.
“Taşımayı kimlerin, ne şekilde organize ettiğini gösteriyor”
Özkoç, şehit Yener Kırıkçı için cenaze namazının, 20 Nisan’da, ikindi namazını müteakip Çubuk Merkez Camisi’nde kılınmasının kararlaştırıldığını, daha sonra Valilik tarafından cenaze namazının garip bir tesadüf oluşturacak şekilde İstanbul Maltepe’deki “Halk Buluşmasıyla” aynı gün ve saate, 21 Nisan günü öğle namazına çekildiğini, yerin de Merkez Camisi’nden 3 bin nüfuslu küçük bir köy olan Akkuzulu Köyü’ne alındığını belirtti.
CHP’li Özkoç, 10 binden fazla insanın katıldığı cenaze töreni için Ankara’nın çeşitli merkezlerinden taşıma yapıldığını, gözaltına alınan şüphelilerden 15’inin Ankara Büyükşehir Belediyesinde şoför olarak görev yapmasının, taşımayı kimlerin, ne şekilde organize ettiğini gösterdiğini kaydetti.
Kılıçdaroğlu dahil, bakanların, Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları, emniyet genel müdürü ve çok sayıda milletvekilinin katılacağı bilinen bir cenaze töreni için yönergelerde bulunması gereken güvenlik koridorlarının oluşturulmadığını ifade eden Özkoç, Kılıçdaroğlu’nun cenaze törenine katılmasıyla başlayan provokasyona, imamın defalarca cemaate çağrı yapmasını gerektirecek açık tabloya rağmen müdahale edilmediğini, cenaze namazının bile zorlukla kılınabildiğini savundu.
“Taş ve sopalar görüntülerde açıktır”
Kılıçdaroğlu’nun, koruma ekibine çizilen güzergahı takip ettiği, açık bir şekilde kontrolsüz kalabalığın içine sürüklendiğini, Kılıçdaroğlu’nun yönlendirildiği güzergahta ve top arabasının arkasında hiçbir güvenlik koridorunun yer almadığını öne süren Özkoç, “Hem kitapta hem belgeselde açık bir şekilde görüleceği üzere;
Genel Başkanımız kalabalığın içine itildikten sonra aynı yüzler, belli bir organizasyon içinde; kortejin önünde kolkola girerek basınç yaratmak, işaretle birbirlerine genel başkanın yerini göstermek, duvar üzerinde birbirlerini yönlendirmek yoluyla linci gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Taş ve sopalar da görüntülerde açıktır.” dedi.
Özkoç, Kılıçdaroğlu ve beraberindekilerin sığındıkları eve, savcılık kayıtlarına göre bölgede bulunan 700’den fazla güvenlik görevlisinin 1,5 saat müdahalede bulunmamasının,
evin etrafında güvenlik çemberinin dahi oluşturulamamasının, hiçbir şekilde açıklanabilir bir tablo olmadığını belirtti.
“İşlenen suçlar”
Dönemin Emniyet Genel Müdürü Celal Uzunkaya’nın olaydan bir gün sonra verdiği röportajda, jandarmanın evin önündeki kalabalığa müdahale etmediğini ve endisinin devreye girmek zorunda kaldığını belirttiğini anımsatan Özkoç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aktardıklarım; açık linç girişimi, raporumuzda belgeler ve somut dayanaklarla, belgeselde de tartışmaya yer bırakmayacak görüntülerle ortaya konulmuştur.
Ortaya koyduğumuz deliller üzerinden, bir iddia değil, hukuki tespit olarak söyleyebiliriz. 21 Nisan 2019’da Akkuzulu Köyü’nde şu suçlar işlenmiştir: öldürmeye tam teşebbüs, halkı kin ve düşmanlığa tahrik, kasten yaralama, hakaret, mala zarar verme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, siyasi hakların kullanılmasının engellenmesi, inanç, düşünce ve kanaat hürriyetinin kullanılmasının engellenmesi, memura etkin direnme, görevi kötüye kullanma, suç işlemek amacıyla örgüt kurma/örgüte üye olma.
Bu açık tabloya rağmen bugün Genel Başkanımıza yönelik linç girişimiyle ilgili yargılama sürecinde, tutuklu tek bir sanık yoktur. Yumruk atan Osman Sarıgün dahil. Çubuk Cumhuriyet Başsavcısına tüm şüphelilerin tutuklanması talebiyle başvuruda bulunduk. Sonuç alamadık. Hakimler Savcılar Kuruluna şikayette bulunduk. Sonuç yok. Olay günü görevli İl Jandarma Komutanı, İl Emniyet Müdürü ve tüm görevlilerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Hala bekliyoruz.
En önemlisi, sorunun, toplumsal gerilimin zeminini yaratan söylemleri nedeniyle İçişleri Bakanı Süleyman Soylu için suç duyurusunda bulunduk. Halkı kin ve nefrete alenen tahrik gerekçesiyle yaptığımız suç duyurusuna, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yanıtı, ülkemizin içinde bulunduğu tablonun özeti niteliğindeydi. Bu yanıtı Anayasa Mahkemesine götürdük, bekliyoruz. 6 ay geçti ortada iddianame yok, bekliyoruz. ”
“Cenazelerde yer almak ödevimizdir”
Özkoç, faillerin tarih önünde hesap vereceğini ifade ederek, “Şehitler bizimdir, onların cenazelerinde, ailelerinin yanında yer almak ödevimizdir. Bizi bundan hiçbir alçaklık geri döndüremez. ” dedi. Hiç kimsenin, şehitler üzerinden gerçekleştireceği provokasyonlarla kendilerini yollarından döndüremeyeceğini vurgulayan Özkoç, “Ortaya koyduğumuz bu
rapor, masumiyeti linç etmeye çalışan, kardeşliğimize, birlik ve beraberliğimize, ulusumuza, devletimize ve demokrasimize kasteden alçaklığın, sorumluları, azmettiricileri ve tetikçileri, hukuk önünde cezalandırılıncaya kadar olayın peşini bırakmayacağımızın en açık dayanağıdır.
Raporda altını çizdiğimiz 22 karanlık nokta aydınlığa kavuşturulmadan bu ülkede hiç kimse kendini güvende hissedemez.” diye konuştu. Özkoç, raporun, Türkçe olarak 25 bin basıldığını, yurt dışına da gönderileceğini, İngilizce ve Fransızca çevirisinin yapıldığını, belgesel çekimlerinin de tamamlandığını bildirdi. Engin Özkoç ayrıca, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun, 7 yıl önce attığı bir tweet nedeniyle yaklaşık 10 yıla mahkum edilirken, Kılıçdaroğlu’na linç girişiminde bulunanların ellerini kollarını sallayarak dolaştığını ifade etti.