Kaya, Meclis’te gerçekleştirdiği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 mart gününde 20 bin öğretmenin atamasını duyurduğunu ifade ederek, 16 mart gününde okullarda eğitim ve öğretime ara verildiğini anımsattı.
Ataması gerçekleştirilen öğretmenlerin, göreve başlama heyecanıyla hemen çalıştıkları iş yerlerinden ayrıldığını ve görev yerlerine gitmek için gün saymaya ifade eden Kaya, “Artık kamu çalışanı oldukları için yasal olarak sigortalı bir işte çalışmaları hukuken mümkün değildi. Ancak Erdoğan’ın verdiği müjde 20 bin öğretmenin kursağında kaldı. O gün bugündür ataması yapılan 20 bin öğretmen, kararnamelerinin çıkmasını bekliyor. Bu öğretmenler, 58 gündür kararnameleri çıkmadığı için göreve başlayamıyorlar ve göreve başlayamadıkları için de maaş alamıyorlar. Türkiye Cumhuriyeti, ataması yapılan 20 bin öğretmenin maaşını ödeyemeyecek acizlikte değil” diye konuştu.
“Yurttaşlarımızın canı yok mu”
AVM’leri açan ve futbol maçlarını oynatan kiişlerin, Meclisi kapalı tuttuğunu savunan Kaya, sözlerini şu ifadeler ile devam ettirdi:
“Milletvekillerinin canı, 83 milyon insanın canından daha mı kıymetli? Milletvekili ana kuzusu da o 83 milyon ana kuzusu değil mi? Yurttaşlarımızın canı yok mu? TBMM çalışanlarına en çok ihtiyaç duyduğumuz bir zamanda Meclis kapalı. Bizim öncelikle yapmamız gereken Meclisi çalıştırmaktır. TBMM derhal açılmalıdır ve halkın lehine olan yasalar ivedilikle çıkarılmalıdır. Ataması yapılmış, kararnamesi imzalanmayan 20 bin öğretmenin sorununu TBMM’deki 600 milletvekili çözmek zorundadır. O insanların vebali bizim boynumuzun borcudur.”
Kurtuluş Savaşı boyunca Gazi Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında Gazi Meclisin hep açık kaldığını ve en zor şartlarda çalışmalarını yürüttüğünü anımsatan Kaya, “Şimdi ise Kovid-19 tehditi bahane edilerek Meclis tatil edildi, devre dışı bırakıldı. Buradan TBMM Başkanı’na bir çağrı yapıyorum; parlamentoyu lütfen açın, milletvekilleri görevi başına gelsin.” dedi.
Kaya, gazetecilerin, barolar ve meslek örgütlerine ilişkin yasa çalışmasını hatırlatmasının ardından, “Saray hükümetine kim muhalefet ediyorsa onların yönetim şekliyle oynamayı adet haline getirdiler. Eğer milli bakiye sistemini yeniden toplumun gündemine getireceklerse her alanda milli bakiye sistemi uygulanabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Meclisin önce kendi üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Kaya, “Bu görev ve sorumluluk nedir? 12 Eylül ürünü, darbe ürünü olan Siyasi Partiler Yasası, seçim sistemi değişmeli, 1960’lı yıllardaki milli bakiye sistemine dönülmeli. Eğer siz, Meclisin iradesini, oluşumunu milli bakiye sistemiyle yaparsanız daha sonra sendikalara, STK’lara, odalara çağrı yapabilirsiniz. ‘Biz, Mecliste çok sesliliği yarattık, siz de buralarda çok sesliliği yaratın’ diyebilirsiniz. Bunu yapmadan, sadece barolara bu müdahaleyi yapmak aslında ülkenin değerlerine saldırmaktır.” görüşünü savundu.
