Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, bakanlığının 2021 bütçesinin görüşüldüğü Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu’nda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Bakan Abdulhamit Gül, Türkiye’nin hukuk sistemi ile ilgili olarak hemen hemen ortak konuların dile getirildiğini ifade ederek, Türkiye’de hukuk sisteminin dört dörtlük olduğunun, hiçbir sorun bulunmadığının söylenemeyeceğini dile getirdi. Bunun hiçbir zaman olmadığını söyleyen Gül, önemli işler yapmalarına karşın gerçekleştirilecek daha birçok iş bulunduğunu belirtti.
Yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığına dikkatleri çeken Gül, kendilerinin de “Böyle karar olamaz” dedikleri, hiçbir şekilde gerekçesini göremedikleri kararlar olabildiğini dile getirdi. Bunların, çözülmesi gereken sorunlar bulunduğunu gösterdiğini ifade eden Gül, ancak total bir yaklaşımla bütün yargı sistemine haksızlık yapmanın doğru olmadığını söyledi.
“Tüm kişileri, kurumları bağlar ve kararlarının gereği yapılır”
Gül, Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcı olduğuna vurgu yaparak, “Tüm kişileri, kurumları bağlar ve kararlarının gereği yapılır. Yürüyen bir dava sürecinde, hele Adalet Bakanı olarak söz ve telkinde bulunmak benim inandığım hukuka aykırı. Ancak elbette mahkeme kararlarına uyulması Anayasa’nın amir hükmüdür ve mahkemelerden beklenen de budur. Dolayısıyla bu konuda, bunun aksi yönde bir değerlendirmemiz söz konusu değildir” diye konuştu.
Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruyu AKP’nin getirdiğini ifade eden Gül, adalet uygulanırken kim olduğuna bakılmadan hakkın gereğinin yapılması gerektiğini belirtti. Gül, “Kararına katılırsınız, katılmazsınız, Anayasa Mahkemesinin beğenmediğimiz birçok kararı var ama kararın bağlayıcılığı hususunda elbette konu nettir” dedi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ihlal kararları
Gül, Türkiye’de 2017 yılı içerisinde yüzde 42 olan tutuklama oranının bugün yüzde 16.98 olduğuna dikkati çekerek, bu oranın Avrupa’daki bazı ülkelerin altında bulunduğunu söyledi.
Komisyonda, AİHM’in Türkiye ile ilgili çok ihlal kararı verdiği yönünde değerlendirmelerde bulunulduğunu dile getiren Gül, Türkiye’de hukuk sisteminde verilen bir kararın yüksek mahkemeden, Anayasa Mahkemesi’nden ve AİHM’den dönmesi durumunda gereğinin yapıldığını bildirdi.
Gül, 2012 yılından itibaren AİHM’de Türkiye ile ilgili 70 bin 495 başvurunun sonuçlandığını, 820 ihlal kararı verildiğini, ihlal oranının yüzde 1.16 olduğunu söyledi, ihlal kararlarıyla ilgili Avrupa Konseyi ortalamasının yüzde 2.15 olduğunu ifade etti.
AİHM’in, 47 ülkeye yönelik olarak verdiği kararların yüzde 38’inde adil yargılama hakkının ihlal edildiğine hükmettiğini belirten Gül, bu oranın İtalya için yüzde 64, Fransa için 63, Almanya için 51, Türkiye için ise yüzde 32 olduğuna dikkati çekti.
Gül, AİHM’in ihlal kararlarına gerekçe gösterdiği birçok konunun partisinin iktidarı dönemi içerisinde çözüldüğünü, AİHM’in ihlal kararlarının birçoğunun bu reformlardan önceki dönemlerle ilgili olduğunu bildirdi. Bakan Gül, “Ama hepsi bir bütündür, hepsi kendi hatamızdır. Bunların hiç yaşanmaması lazım. Kaldı ki terörle mücadeleden kaynaklanan 1990’lı yılların tazminatları olduğunu da ifade etmek gerekiyor.” dedi.
“Elbette benim için en büyük endeks kalbimdir”
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Dünya Hukuk Üstünlüğü Endeksi’nde Türkiye’nin yeriyle (126 ülke arasında 109.) ilgili soruya yanıt verirken, endeksin ABD Barolar Birliği’nce hazırlandığını belirtti.
Gül, şunları kaydetti: “Elbette benim için en büyük endeks kalbimdir. En iyi endeks insanın kendisi, Türk toplumunun endeksidir. Benim için filan endeks şu bu… Elbette biz uluslararası toplumun bir parçasıyız. Bunlar bizim için çok önemli, değerli bir kriter. Ama söz konusu endeks uzman görüşü ve anketlere dayanıyor, görüşlerin kimlerden alındığı belli değil. Uzmanların isimleri, hangi bilimsel metodların uygulandığı belli değil. İçe kapanık bir yöntemle belirleniyor. Henüz en temel insani ihtiyaçların bile karşılanmadığı ülkeler Türkiye’nin önünde gösterilmiş. Ben dört dörtlüktür demiyorum. Bu konudaki eleştirileri olumlu karşılıyorum, değerlendiriyorum ama bu hususla alakalı yargı hepimizin yargısı. Dolayısıyla bu konuda bazı olumsuz örnekler üzerinden yargıya bir haksızlığın yanlış olacağını düşünüyorum.”
Cezaevlerinin kalabalık olduğuna yönelik bilgilerin sorulduğu Gül, bunun, koronavirüsü salgını tedbirleri kapsamında Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyesiyle nakillerin ertelenmesinden kaynaklandığını, ceza hadlerinin artırılmasının da kalabalığa sebep olduğunu ifade etti.
Gül, kadına yönelik şiddet hariç olmak üzere aile arabuluculuğuna ilişkin çalışma bulunduğunu dile getirdi.
“Bakanlığımızın şu kadar yıl olsun diye bir düşüncesi asla yok”
Abdulhamit Gül, nafakaya yönelik çalışmaya ilişkin kendisine yöneltilen bir soruya, ‘tüm görüşlerin değerlendirildiğini fakat kadınların aleyhine bir adımın destekçisi olmayacakları’ karşılığını verdi. Gül, “Nafaka konusunda bir değişiklik olacaksa yasal bir düzenleme gerekiyor. Bunun yeri de Meclis’tir. Bakanlığımızın şu kadar yıl olsun diye bir düşüncesi asla yok. Bu konuda her kesimin farklı görüşleri var. Bunların hepsi değerlendiriliyor. Kimin hangi kanaati, düşüncesi var. Teknik çalışma yapılıyor ama ne olursa olsun bu konuda kadınların aleyhine hiçbir faaliyetin, hiçbir adımın hükümet, parti ve bakanlık olarak destekçisi olamayız” diye konuştu.
Gül, kadına yönelik gerek fiili gerekse dijital ortamda gerçekleştirilen ısrarlı takibe yönelik olarak cezaların artırılması gerektiğine inandıklarını, bu konuda caydırıcı başka önerileri de beklediklerini belirtti.
Görüşmelerin tamamlanmasının sonrasında Adalet Bakanlığı ve bağlı kurumların 2021 yılı bütçesi komisyonda kabul edildi.