DHA’nın konu ile ilgili olarak yaptığı habere göre çıkarılan kemikler arasında en fazla ve dikkat çekici olanının keçi kemikleri olduğu ifade edildi. Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Arkeoloji Bölümü öğretim üyesi ve Aigai kazı heyeti başkanı Yusuf Sezgin ise “Aigai eski Yunanca’da keçi demek. Yani kentin adı ‘keçi’; böyle bir isim almış olması aslında anlamlı” dedi.
Kazı alanının coğrafi anlamda keçi yetiştiriciliği bakımından oldukça uygun olduğuna dikkat çeken Sezgin şunları söyledi: “Bulunduğumuz Yuntdağı coğrafyası, keçi yetiştiriciliği için oldukça uygun bir arazi. Zaten burada herhangi bir tarımsal faaliyette bulunmak mümkün değil. Onun için antik dönemde ekonomi tamamen keçi üzerine kurulmuş. Yürütülen kemik çalışmalarında da zaten hocamızdan öğrendiğimize göre, en çok keçi kemiği ele geçti. Bu tabii ki rastlantı değil.”
Tavuk, koyun, inek, geyik ve keçi gibi hayvanların da arasında bulunduğu toplam 3 bin hayvan kemiği, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde (ODTÜ) görevli Yerleşim Arkeolojisi öğretim üyesi Evangelia Pişkin ve ekibi tarafından DNA’ları incelenmek üzere İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’ne götürülecek.
Hedeflerinin DNA analizi sonuçlarından hareketle antik dönemde yaşamış olan keçi ırklarını tespit etmek olduğuna dikkat çeken Sezgin şu açıklamada bulundu: “Günümüzdeki keçi ırkları ile antik dönem ırkları arasında bir ilişki olup olmadığını anlamaya çalışacağız. O açıdan bu proje, bizim için çok önemli. Belki önümüzdeki yıllarda sonuçlandığında, buradaki keçi ırkının özel ırk olduğunu ya da günümüzdeki ırklarla bağlantılı olduğunu öğrenmiş olacağız.”
Batı Anadolu’da kurulan 12 Aiol kentinden biri olan ve tarihi M.Ö. 8’inci yüzyıla kadar uzanan Aigai antik kentinde kazı çalışmaları 10 kişilik ekiple devam ediyor.