Faizler, Türk bankalarının Londra piyasalarına lira akışını durdurmaları ile birlikte geçen yıl nisan ayı içerisinde yüzde 1200’e sert yükseldikten sonra odak noktası haline gelmişti.
Zaman zaman yaşanan sıçramalar haricinde genelde yatay bir seyir izleyen swap, bu yükselişten sonra hiç 800 puanını aşmamıştı.
Londra swap piyasasında lira likidite elde eden yabancı bankalar bu likiditeyi yer yer spot piyasada liranın değer kaybedeceğine yönelik yeni pozisyon almak için kullanıyordu.
Geçen yıl bunu engelleyebilmek adına önce Türk bankaları ilgili piyasaya fon sağlama eğilimini kesmiş, daha sonrasında da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) bankaların para swapı, forward, opsiyon ve diğer türev işlemlerin toplamının bankaların en son hesapladığı yasal özkaynaklarının yüzde 10’uyla sınırlandırılmasına karar vermişti.
Rabobank’ta gelişen piyasalar döviz stratejisti Piotr Matys gelişmeleri yaptığı açıklamasıyka değerlendirdi: “Görünüşe göre aynı aracı daha önce kullandıkları ve lirayı mümkün olduğunca pahalı hale getirmeye çalışarak piyasayı liraya karşı bahse girmekten vazgeçmeye çalıştıkları anlaşılıyor. Bunun dolar/TL’nin 7 psikolojik seviyesini savunma stratejisinin bir parçası olduğunu ve liradaki son dönemdeki satış baskısı ve düşen döviz rezervleri ile ilgili artan endişeleri yansıttığını düşünüyorum.”