Yalnızca birkaç günde ABD’deki sanat piyasası Suudi Arabistan’dan ‘arınma’ çabasına girişti.
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı, evlilik işlemleri için 2 Ekim tarihinde Levent’te bulunan başkonsolosluk binasına girmiş, daha sonrasında ise bir daha kendisinden haber alınamamıştı. İlk olarak Cemal Kaşıkçı’nın binadan ayrıldığını söyleyen Suudi Arabistan yönetimi, 20 Ekim tarihinde gazetecinin başkonsolosluk binasında yaşanan ‘arbede sonucu’ öldüğünü iddia etmişti. Suudi yetkililerin talimatı ile öldürüldüğü iddiası üzerinde durulan Kaşıkçı’nın cesedine de ulaşılamamıştı.
Kaşıkçı cinayetinin ardından Suudi Arabistan’a yönelik olarak yaptırım söylemleri gündeme geldi. Böylece dünyanın ‘reformist lider’ olarak allayıp pulladığı Veliaht Prens Muhammed bin Selman iki günde ‘despot’ oluverdi.
Veliaht prensin kurduğu vakıf
Suudi Arabistan’ın ve Muhammed bin Selman’ın Suudi gençlerinin gelişimini destekleyebilmek adına kurduğu MİSK Vakfı’nın sanat dünyasındaki nüfuzu oldukça fazla.
Suudi sanatçı Ahmet Ahmet yönetiminde kurulan MİSK Sanat Enstitüsü yalnızca bir yıl içerisinde etkisini o kadar artırdı ki Suudi Arabistan lk defa bu yıl Venedik Mimarlık Bienali’nde ulusal pavyona sahip oldu. Üstelik pavyonun yönetimi de bundan sonra enstitüde olacak.
Vakfın kuruluş amacı, “Suudi Arabistan’da sanat üretimini teşvik etmek, Suudi ve Arap sanatının değer görmesini sağlamak, ve uluslararası kültürel diplomasi ve alışverişin önünü açmak” şeklinde açıklanıyor. Vakfın özellikle ABD’deki sanat kuruluşları ve etkinlikleri fonladığı da Kaşıkçı cinayetinin ardından ortaya çıkmış oldu.
Peş peşe açıklamalar: “Suudilerle değiliz!”
Çağdaş Arap kültürü üzerine çalışan ve Suudi Arabistan’ın fonladığı Art & Education Initiative’in etkinlikleri ve Columbia Üniversitesi’nde Suudi sanatçı Ahmed Mater’in konuşması iptal edilen etkinlerden. Bir diğer taraftan Brooklyn ve MET Müzeleri açmayı planladıkları sergiyi kendi kaynaklarıyla düzenleyeceklerini, yani Suudi Arabistan tarafından fon almayacaklarını duyurdu.
Gerçekleşen cinayetin ardından birkaç gün içinde peş peşe Guggenheim Müzesi, Brooklyn Müzesi, Metropolitan, Modern Sanat Müzesi (MoMA), Smithsonian ve Columbia Üniversitesi gibi dünyaca ün sahibi kurumlar, Suudi hükümetinin fon sağladığı etkinlikler konusunda açıklama yapmak durumunda kaldı. Bu kuruluşlar MiSK’in partnerleri arasında.
Ancak daha birkaç ay önce, bu yılın başında aynı kuruluşlar MiSK Sanat Enstitüsü’nü ‘halk tabanlı Suudi sanat ortamının sembolü’ diye allayıp pullamış, veliaht prensi de ‘reformist bir hayırsever’ olarak lanse etmişti.
ABD’deki tavır Suudi Arabistan’ın tam tersine dönüşürken, Rusya ‘Çöldeki Davos’ konferansı için Kandinsky sergisi yapacaklarını duyurdu. Sergi Rusya’nın Suudi Arabistan’a yönelik yatırım ve işbirliği sağlamak amacı ile temaslar kapsamında açılacak. Sergi ile beraber 30 Rus iş insanı, kültür devi ve hükümet yetkilileri Suudi Arabistan’a gitti.
Bir diğer yandan Suudi Arabistan ve Fransa’daki Louvre Müzesi işbirliği ile gerçekleşen ‘Roads of Arabia’ (Arabistan’ın Yolları) sergisinde de bir aksama olmayacak. Buda Abu Dabi’de 8 Kasım tarihinde açılacak olan sergiye Fransa’nın verdiği desteği geri çekmeyeceği anlamına geliyor.
Sanat dünyası birkaç gün içinde Kaşıkçı cinayetinin etkisi ile Suudi Arabistan’ı bünyesinden temizlemeye çalışıyor. Buda sanat dünyasının ‘dönüşüm’ü.