Britanya parlamentosunda yayınlanan şirket içi yazışmalarda Facebook’un 2012 yılından 2015 yılına kadarki büyüme dönemi içerisinde kullanıcılara ait verilerden daha fazla nasıl kar edilebileceği üzerine gerçekleştirilen tartışmalar yer alıyor.
Yazışmalarda Facebook’un CEO’su Mark Zuckerberg ve ‘sağ kolu’ Sheryl Sandberg’in kullanıcıları Facebook’ta tutabilmek adına nasıl bir strateji izlenmesi gerektiğine ilişkin görüşleri yer alıyor.
250 sayfalık dokümanlar 2012 yılı içerisinde Zuckerberg’in yazılımcılara kullanıcı verilerine erişim izni verme konusunda bir tartışmaya dahil olduğunu gösteriyor.
Netflix ve Airbnb ‘öncelikli’
Facebook ayrıca Airbnb, Lyft ve Netflix ile bir anlaşma yaparak bu şirketlere kullanıcıların kişisel verilerine erişim izni vermiş. Bu şirketler Facebook’un politika değişikliğine kadar siteden çok miktarda veriye erişme imkanı bulmuş.
Ancak Facebook’un Twitter gibi ‘tehdit’ olarak algıladığı şirketlere bu erişimi vermediği de dokümanlarda yer alan bilgiler arasında.
‘Kamuoyu tepkisini nasıl savuştururuz?’
Diğer taraftan ortaya çıkan yazışmalar Facebook’un kişisel kullanıcı verilerini daha çok toplayabilmek adına sürekli olarak çalışma yaptığını ortaya koyuyor. Bir e-posta görüşmesine göre çalışanlar Facebook’ta gerçekleştirilen sesli aramaların kayıtlarının tutulduğu güncellemenin yayınlanmasının sonrasında kamuoyu tepkisinin önüne nasıl geçilebileceğini tartışıyor.
Başta çöpçatanlık uygulamaları ve bankalar olmak üzere çok sayıda şirketin Facebook kullanıcı verilerine erişim izni talep ettiği ifade ediliyor.
Facebook: Kullanıcı verilerini satmıyoruz
Bütün bunların zirveye çıktığı dönem ise Facebook’un kullanıcı verileri üzerinde daha çok kontrole sahip olduğu bir platform üzerinden çalışmaya başladığı dönem.
Facebook bu dokümanların parlamentoda açıklanmasına karşı çıkıyordu. Yapılan bir açıklamada da Facebook’un kullanıcı verilerini satmadıkları dile getiriliyordu.
Dokümanlardan ortaya çıkanlar yeni değil ancak Facebook’un bu hamleleri nasıl yürüttüğünü gözler önüne seriyor.