İstanbul Sözleşmesi’nin imzalanmasının 10’uncu yıl dönümünde 16 Avrupa ülkesinden 31 bakan, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının ‘ciddi bir endişe kaynağı’ olduğu ifade edildi. Bakanlar Ankara’ya, bu kararı yeniden gözden geçirme yönünde çağrıda bulundu.
“Dönüm noktası…”
BBC Türkçe’den Yusuf Özkan’ın yaptığı habere göre, salı günü çeşitli Avrupa gazetelerinde yayımlanan söz konusu açıklama metninde, 10 yıl önce imzalanan sözleşmenin toplumsal cinsiyet temelli şiddet ile mücadelede bir dönüm noktası olduğunun altı çizildi. Kadına yönelik şiddetin bir insan hakları ihlali ve bir tür ayrımcılık olduğunu açıkça ortaya koyan sözleşmenin 33 ülke tarafından onaylandığına işaret edilen söz konusu açıklamada, 11 ülkenin ise sözleşmeyi imzaladığı ama henüz onaylamadığı hatırlatıldı.
Ortak açıklama yapanlar arasında Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Hollanda Dışişleri Bakanı Stef Blok, Belçika Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Sophie Wilmès, Danimarka Dışişleri Bakanı Jeppe Kofod, Norveç Dışişleri Bakanı Ine Eriksen Søreide ve Kıbrıs Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis de bulunuyor. Avusturya, Estonya, Finlandiya, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, İspanya ve İsveç’ten bazı bakanlar da açıklama metnine imza attı.
İstanbul Sözleşmesi’nin, Avrupa’daki kadınların yaşamları üzerinde gerçek bir olumlu etki yarattığına vurgu yapılan söz konusu açıklamada, bu kapsamda kadın şiddet mağdurlarına yönelik olarak sığınma evleri ve yardım hatları oluşturduğu kaydedildi. Sözleşmenin, Avrupa Birliği içinde ulusal düzeyde mevzuat ve politika için daha iddialı standartların benimsenmesine de katkıda bulunduğu ifade edildi.
“Pazarlık konusu yapılamaz”
Koronavirüs salgını dönemi içerisinde yaşanan kapanma esnasında kadına yönelik şiddetin yeniden artış gösterdiğini ve mağdurların failleri ile birlikte evlere kapatıldığını hatırlatan Avrupalı bakanların açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “Her kadın ve kız çocuk, şiddetten uzak bir hayat yaşama hakkına sahiptir. Her türlü şiddetin önlenmesi ve istismar mağdurlarının koruması tartışmasız gereklidir. Hepsinden önemlisi de bu pazarlık konusu yapılamaz.”
“Rahatsız oldular”
Söz konusu ortak açıklamada, sözleşmeye karşı eşi görülmemiş bilgi kirliliği ve yanlış yorumlama kampanyası başlatıldığına vurgu yapılarak, “Muhalifler, sözleşmenin toplumsal bir yapı olarak cinsiyeti tanımlamasından veya basmakalıp olmayan toplumsal cinsiyet rolleri üzerine öğretim materyalleri hazırlama gerekliliğinden rahatsız oldular” dendi.
“Bu da bizi ciddi endişelendiriyor”
Avrupa Birliği içerisindeki bazı hükümet ve parlamenterlerin de, endişe verici şekilde İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkmaya başladığına dikkatleri çeken Avrupalı bakanlar, “19 Mart’ta Türk hükümeti anlaşmadan çekilme kararı aldı. Bu da bizi ciddi endişelendiriyor. Geri çekilme tehdidinin gerçeğe dönüşebildiğini gösterdi” ifadesine yer verdi.
Kadın haklarına ve güvenliğine ilişkin bu saldırılardan endişe duyduklarını belirten bakanlar şunları söyledi: “Türkiye ve diğer ülkelerdeki kadın ve kız çocuklarla dayanışma içindeyiz. Türkiye’den kararını yeniden gözden geçirmesini istiyoruz. Bu çığır açan anlaşmayı henüz imzalamamış olan Avrupa Konseyi üyesi ülkeleri, bir an önce bunu yapmaya çağırıyoruz. Sözleşmenin ülkelerimizde uygulanması ve sözleşme ile garanti edilen temel değerlerin korunması için birlikte çalışmaya kararlıyız.” (Kaynak: BBC Türkçe)