Rusya’nın ABD başkanlık seçimlerine yönelik olarak internet ortamında gerçekleştirdiği manipülasyon ile müdahalede bulunduğu yönündeki iddiaları halihazırda ABD’de soruşturma konusu durumunda. Soruşturmaya, göreve gelmesinden hemen sonra Rusya ve Türkiye lehine lobicilik yaptığı iddiaları sebebi ile istifa eden Flynn de dahil.
‘Rusya ile ilgili doğru söyledi’
Soruşturma ile ilgili olarak mahkemeye görüş yazısı yazan savcılık, Flynn’in Rusya ile ilişkileri kabul eden beyanlarıyla doğru bilgi vererek soruşturmaya katkı sağladığını ifade etti. Ancak savcılığa göre Flynn, Türkiye ve Gülen konusunda yaptığı lobicilik faaliyetleri konusunda yalan söyledi.
Savcılık mahkemeye yönelik kaleme aldığı yazısında, Flynn’in Fethullah Gülen’in iadesi konusunda lobi faaliyetlerinde bulunmak üzere Türkiye hükümeti ile anlaşmasına ilişkin yaptığı resmi bildirimlerde yanlış beyanda bulunduğunu anlattı.
‘Türkiye’yle doğrudan temas kurdu’
BBC Türkçe tarafından aktarılana göre, savcılık, Flynn’in adını taşıyan danışmanlık şirketi Flynn Intel Group ile Türk bir iş adamının sahibi olduğu Hollanda merkezli Inovo BV, Ağustos 2016’da çeşitli lobi faaliyetlerinde bulunmak üzere üç aylık bir anlaşma imzaladığını vurguladı. Taraflar, Inovo’nun Türk hükümetinden bağımsız bir şirket olduğunu ve Türkiye hükümetinin bu anlaşmanın bir tarafı olmadığını ifade ediyordu. Ancak Flynn savcılık ifadesinde Türkiye hükümeti ile doğrudan temas kurduğunu sonradan kabul etti.
Savcılık şöyle diyor: “FARA (Yabancı Temsilciler Kayıt Yasası) kapsamındaki beyanlarda, (Flynn’in yürüttüğü) Türkiye ile ilgili projenin Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri tarafından denetlendiği ve yönlendirildiği bilgisine yer verilmiyor. O dönemde sanık, ulusal güvenlik danışmanlığı görevini yürütüyordu ve bu nedenle de Trump kampanyasının dış politika ve ulusal güvenlik konularındaki görüşlerini belirleyen isimler arasında yer alıyordu.”
‘Darbe girişimiyle ilgili kamuoyunu etkileme çabaları’
Savcılık, Flynn’in başkanlık seçimlerinin olduğu gün yayımlanan bir makalesinde, Türkiye’nin 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin sorumlusu olarak gösterdiği Gülen’in iade edilmesi gerektiğini yazdığını hatırlattı.
Savcılığın Gülen konusundaki değerlendirmesi de şu şekilde: “(Gülen’in) darbe girişimindeki sorumluluğu çok tartışmalı bir konu olup, sanığın (Gülen’in) rolüyle ilgili kaleme aldığı makale Türkiye Cumhuriyeti’nin, kamuoyunun fikirlerini etkileme çabaları için değerliydi… Sanığın yaptığı yanlış beyanlar, kamuoyunun Türkiye Cumhuriyeti’nin ABD’de yasal olarak ikamet eden bir kişinin sınır dışı edilmesini sağlama çalışmaları da dahil olmak üzere darbe girişimiyle ilgili kamuoyunun görüşlerini etkileme çabaları hakkında bilgi sahibi olma hakkına zarar verdi.”
Savcılık, Flynn’in The Daily Caller sitesinde seçim günü yayımlanan ‘Müttefikimiz Türkiye krizde ve desteğimize ihtiyacı var’ başlıklı makalesinde, Gülen’in ABD’de ılımlı bir imam olarak tanınmasına rağmen esasında ‘radikal bir İslamcı’ olarak yazmasını da sorun olarak ifade etti.