Özellikle son dönemde öne çıkan bir aksaklık var O Ses Türkiye’de, bazı yarışmacıların sesleri çok boğuk çıkıyor, orkestra performansı öylesine ağır basıyor ki, şarkının altyapısından başka bir şey o kadar duyulmuyor ki, yarışmacının sesini duymak, ayırt etmek, değerlendirmek, ses niteliğini anlamak ve şarkı söyleyişini algılamak filan neredeyse imkansız oluyor.
Malum, önce yarışmacılar jürilerden, sonra jüriler yarışmaclardan seçme yapmıştı, ama yakında seyirciler yarışmacılardan seçme yapacak, yani bu saatten sonra yarışmacıları yakından görmeye, seslerini sağlıklı duymaya her zamankinden fazla ihtiyaç var, dolayısıyla en azından çeyrek finallerden itibaren yarışmacıları yakından tanıtmak gibi yanlarından da önce, bu boğuk ses durumu bir an önce giderilmeli…
Tabii her halükarda O Ses Türkiye’nin bu yılki şampiyonu ya Beyazıt Öztürk’ün ya da Murat Boz’un takımından çıkacak belli ki, duyabildiğim
kadarıyla seslere ve söyleyişlere bakarak bu iki takımda daha sağlam yarışmacılar olduğunu kabul etmek lazım, Hadise’nin önce seçip sonra
elediği birçok açıdan iyi olan yarışmacıları ya da Seda Sayan’ın bana gelsin de rock’çılar gelsin diyerek seçmekte mahsur görmediği her
türden yarışmacıları bir yana bırakalım şimdilik, elbette bekleyip göreceğiz neler olacağını, kim kazanacak belli olmaz, ama bu programın bir bütün olarak en büyük yararı, bir yarışmacı eğer iyiyse, ara turlarda elense bile büyük ya da küçük sahnelerde seyirci karşısına çıkacak şansı bulacak olması, ki bu bir televizyon yapımından beklenebilecek en güzel ek kazanç…