Şu sıralar gösterimde olan Bohemian Rhapsody filminde Freddie Mercury’yi canlandıran Rami Malek belki birçok filmde çıkmıştı karşımıza ama asıl çıkışını Mr. Robot dizisiyle yapmıştı, siber güvenlikçi olarak büyük bir şirkette çalışan bir bilgisayar korsanının sistemi içerden çökertmek üzere uluslararası bir komploya karışması anlatılıyordu.
Tip olarak Rami Malek’e benzettiğim Harry Treadaway’in ünlü oyuncu Breandan Gleeson’la birlikte başrolü üstlendiği Mr. Mercedes dizisi, bir arabayı kalabalığın üzerine sürerek birçok insanı öldüren psikopat katili yakalamaya çalışırken kendisi ve yakınlarını tehlikeye attığını çok geç fark eden emekli dedektifin hikayesini çarpıcı biçimde anlatıyordu.
Avlu adlı dizinin bizimkilerce bulunduğunu sanmıyorsunuz herhalde, öyle ya çok başarılı öncüleri vardı, onlardan esinlenmek ya da araklamak gayet kolaydı, Avustralya yapımı Wentworth, Amerikan yapımı Orange is the New Black ve İspanya yapımı Vis A Vis, kadın hapishanelerinde hayatın hüzünlü ve neşeli yanlarını rengarenk anlatıyordu…
(Bu üç dizide de oyunculara özellikle dikkatinizi çekmek isterim, her birine hayran olacaksınız, çok iyi seçilmiş, çok iyi çalışılmış, çok iyi oynatılmış ve oynamışlar…)
Geçen ay gösterime giren Venom filmi dolayısıyla Marvel imzalı çizgi roman karakterlerini hatırlayınca, bu cepheden benim gibi pek de fantastik macera düşkünü olmayanların bile beğendiği diziler var, Daredevil, Luke Cage, Jessica Jones, Iron Fist ve dördünün bir araya geldiği Defenders, gerçekten çok sağlam uyarlanmış dizilerdi…
Bir öğretmenin güzel bir akşam geçirdiği ama baygın uyandığı ertesi gün kendisine tecavüz ettiğine inandığı bir cerrahla mücadelesini anlatan Liar, şehir dışındaki misafir evlerini emniyet teşkilatına güvenli ev olarak kiralayan bir polis çiftin yaşadığı macerayı anlatan (ve farklı bir hikayeyle ikinci sezonu da buluan) Safe House, kocasının kendisini aldattığından şüphelenirken hiç beklemediği bir mücadeleye girmek zorunda kalan bir kadın doktoru anlatan Doctor Foster, hamile olarak döndüğü memleketinde medya ilgisinin merkezinde kalan bir çocukluk arkadaşına yardım etmek için bir cinayet araştırmasına giren bir kadın polisin hikaysini anlatan In the Dark, henüz 11 yaşında bir çocuğun kurban gittiği cinayeti ana-baba baskısını da hissederek aydınlatmaya çalışan dedektiflerin hikayesini anlatan Little Boy Blue, hepsi birer İngiliz dizisi, küçük ama çarpıcı işlerdi, üstelik başlayıp biten dizilerdi bunlar da…
Yine sevdiğim dizileri yazdım size tavsiye olsun diye, kabul buyurursanız, daha sonra başka dizilerden de bahsederim elbette…