Yandaş vakıf SETA’nın gazeteci fişleme öncesinde mizah dergilerine de el atmış. Yayınladıkları rapora ”Türkiye’de Mizah Dergileri: Kültürel Hegemonya ve Muhalefet” başlığını atan SETA’nın raporu içeriği şu şekilde;
Türkiye’de Mizah Dergileri: Kültürel Hegemonya ve Muhalefet
Raporda, mizah dergilerindeki muhalif dilin günümüz Türkiye’sinde ilkeli ve kolektif olup olmadığı konusu ele alınmıştır.
Bu raporun temel çıkış noktası, siyaseti konu alan mizahi dil, yaklaşım ve yorumlamaların ne denli özgün, muhalif ve ilkeli olduğu sorusudur. Bugüne kadar mizah dergileri aracılığıyla üretilen muhalefetin usul ve mahiyeti sorgulanmamıştır. SETA yayımladığı bu raporla, Türkiye’de ortaya konan mizahın muhalif usul ve mahiyetini sorgulamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda raporda, mizah dergilerindeki muhalif dilin günümüz Türkiye’sinde ilkeli ve kolektif olup olmadığı konusu ele alınmıştır.
Raporun ilk bölümünde, resmi tarih ve iktidar ilişkileri bağlamında dergilerin topyekun üstlendiği roller ve temsil değeri olan belli olaylar üzerinden yerleştirilen ideolojik muhalif duruş, örnekler ve argümanlar dahilinde değerlendirilmiştir. Raporun ikinci bölümünde ise Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk kez iktidar olduğu 3 Kasım 2002 tarihinden 15 Temmuz 2016 FETÖ darbe girişimi de dahil olmak üzere günümüze kadar olan döneme odaklanılmaktadır. İktidar ilişkileri içinde dergilerin keskin ve kategorize edici yaklaşımının ardında hangi ideolojik tutumun olduğuna cevap aranmaktadır.
Türkiye’de Mizah Dergileri: Kültürel Hegemonya ve Muhalefetbaşlıklı raporda, bugün Türkiye’deki mizah yayıncılığının karşı karşıya olduğu belki de en büyük açmaz olan ötekileştirmeden her fırsatta yakınan mizahçıların, zamanla en belirgin ötekileştiricilere dönüşmesi, örnekler üzerinden ele alınarak; mizah dergilerinin ilkeli bir duruş sergileyememe ve özgün bir dil geliştirmemesinin sebepleri araştırılmıştır. Bu minvalde mizah dergilerindeki olgusallık yerini kişiselliğe, hakikat yerini ideolojiye, fikirler yerini duygulara bırakırken “muhalefet”in de kaba saldırganlığa dönüşmesinin nedenleri irdelenmiştir.
LeMan Genel Yayın Yönetmeni Tuncay Akgün konuyla ilgili paylaştığı tweet’inde şu ifadeleri kullandı;
”Gizli tanık-muhbir ilkelliğinde hazırlanan bu rapor, bizde düğmesine basılmak üzere olunan bir operasyona malzeme yetiştirme çabasıymış gibi algılandı.Gündem olmadı. Geçmiş deneyimlerden olmasını da beklemiyorduk zaten.”